Yönetmenler: Peter Webber, Lixin Fan, Richard Dale
Yapımcı: Stephen McDonogh
Tür; Hayvan, Doğa, Belgesel
Konusu; Belgesel, dünyada geçen bir gün içinde bir çok hayvan türünün neler yaşadığını anlatmaktadır. Gece ve gündüz aralığında hayvanların yaşam mücadeleleri hakkında detaylı bilgiler vermektedir.
Özeti; Kuşluk vakti, güneş tepeye yükseldikçe ışınları daha uzağa uzanıyor. Nereye dokunsa oraya sihir getiriyor. Bitkiler ışığı yaşama çeviriyor. İnce havayı ve güneşin enerjisini alarak, fotosentezle yeni bitkileri filizletiyor. Karışık orman dünyalarını canlandırıyor, yaprak yaprak. Dünya üzerindeki her şeyin bağlı olduğu simya bu, yaşam ve ölüm meselesi.
Pandalar
Dünyadaki en hızlı büyüyen bitki bambudur, ve şafaktan bu yana bu dev panda bambu yiyor. Bambunun sorunu pekte besleyici olmamasıdır. Pandaların sorunu ise çok zor beğenmeleridir.
Bambu yedikleri neredeyse tek şey. Kendisini beslemek amacıyla yeterince enerji almak için bu pandanın bugün 14 saat boyunca yemesi lazım. Muhtemelen daha da fazla yiyecek, çünkü emziriyor. Fakat yavrusu için durum farklı, genellikle annesinin sütüyle besleniyor, yani çiğnemek onun için hobi sayılır, henüz tam zamanlı işi değil.
Bu sabah, doğal dünyada nadir olan bir şeye sahip, boş vakit, ve keşfetme vakti. Özelleşmiş yaşam biçimlerinden ötürü, dev pandalar dünyadaki en nadir hayvanlardandır. Onun gibi yavrular oldukça değerli, çünkü yaşayan sadece bir kaç yüz tane kaldı. En nadir lükse sahip, yani zamana sahip olan nadir bir hayvan.
Zebralar
Yağmur, taze otları farklı zamanlarda farklı yerlere taşıyor. Milyonlarca hayvan için her sabah yapılan iş, yağmurun otları büyüteceği sıradaki yere göç etmektir, yollarına ne çıkarsa çıksın. Bu sabah yoluna devam etme ihtiyacı, genç bir zebra için zorluk getirecek. Bu yavru doğduktan sonra bir saatten az yürüyebildi, neredeyse her şeyin üstesinden gelebilir. Gel gelelim böylesine bir engelle hiç karşılaşmamıştı, dağlık arazinin kabarttığı nehir hızlı ve öfkeli, ve tehlikelerle dolu.
Genç zebranın annesinin yardımına sonuna kadar ihtiyacı olacak, şayet hayatta kalacaksa. Meğerse en büyük tehdit başka hayvanların saldırması değilmiş, nehrin kendisiymiş. Annesi yavruyu sığ suya götürmeye çalışıyor, ama yavru aşırı ufak, akıntı ise aşırı güçlü. Yavru bitkin düşmek üzere, ama annesi vazgeçmiyor, diğerleri kaçarken o yavrusunu çağırıyor. Sonunda bir çıkış bulup kurtulacak. Sonrasında yavru zebra ve annesi günün getirdiği zorlukların elbet üstesinden gelebilir.
Afrika'da bir deyiş vardır '' Hızlı yol almak istiyorsan yalnız git, uzağa yol almak istiyorsan birlikte git.''
Deniz Gergedanları
Kuzeyin en ucunda Antartika'da buz karayı ve okyanusu aylarca bir arada tuttu. Kutuplara yakın bölgede güneş her zaman başka yerlerden daha alçak ve zayıftır, yinede enerjisi dönüşecek. Ve burada yaşayan Deniz Gergedanları, gezegendeki en gizemli hayvanlardan biridir. Şu anlık uzağa seyahat edemiyorlar. Sadece buzdaki küçük açıklıklar sayesinde yüzeye çıkarak nefes alabiliyorlar. Fakat güneşin gücü imdatlarına yetişiyor, günlerdir güneşin ısısı, buzu deniz ve karayı bağladığı yerden ayırıyor. Buzun artık zayıfladığı noktalarda güneş ışınları çatlak açıyor, çatlaklar kanal haline geliyor, kanallarda deniz gergedanlarının geçebilecekleri yollar haline dönüşüyor.
Bu deniz gergedanları için ne kadarda harika bir gün, tekrar evleri olan okyanusu gezmekte artık özgürler.
Inuit efsanesine göre ''İlk deniz gergedanı cesur bir dişi savaşcıymış, avladığı balina ile ölümcül bir savaşa girmiş, örme saçları dökülmüş, burmalı bir sivri dişe dönüşmüş.''
Harika görselleri olan bu belgesel filminin özetler şeklinde yayınladığımız bu ikinci bölümüdür. Belgesel, bir çok başka hayvan türünün ilginç geçen bir gününü anlatmaktadır. Hayvan belgeseli sevenlere tavsiye edilebilir.
Konusu; Belgesel, dünyada geçen bir gün içinde bir çok hayvan türünün neler yaşadığını anlatmaktadır. Gece ve gündüz aralığında hayvanların yaşam mücadeleleri hakkında detaylı bilgiler vermektedir.
Özeti; Kuşluk vakti, güneş tepeye yükseldikçe ışınları daha uzağa uzanıyor. Nereye dokunsa oraya sihir getiriyor. Bitkiler ışığı yaşama çeviriyor. İnce havayı ve güneşin enerjisini alarak, fotosentezle yeni bitkileri filizletiyor. Karışık orman dünyalarını canlandırıyor, yaprak yaprak. Dünya üzerindeki her şeyin bağlı olduğu simya bu, yaşam ve ölüm meselesi.
Pandalar
Dünyadaki en hızlı büyüyen bitki bambudur, ve şafaktan bu yana bu dev panda bambu yiyor. Bambunun sorunu pekte besleyici olmamasıdır. Pandaların sorunu ise çok zor beğenmeleridir.
Bambu yedikleri neredeyse tek şey. Kendisini beslemek amacıyla yeterince enerji almak için bu pandanın bugün 14 saat boyunca yemesi lazım. Muhtemelen daha da fazla yiyecek, çünkü emziriyor. Fakat yavrusu için durum farklı, genellikle annesinin sütüyle besleniyor, yani çiğnemek onun için hobi sayılır, henüz tam zamanlı işi değil.
Bu sabah, doğal dünyada nadir olan bir şeye sahip, boş vakit, ve keşfetme vakti. Özelleşmiş yaşam biçimlerinden ötürü, dev pandalar dünyadaki en nadir hayvanlardandır. Onun gibi yavrular oldukça değerli, çünkü yaşayan sadece bir kaç yüz tane kaldı. En nadir lükse sahip, yani zamana sahip olan nadir bir hayvan.
Zebralar
Yağmur, taze otları farklı zamanlarda farklı yerlere taşıyor. Milyonlarca hayvan için her sabah yapılan iş, yağmurun otları büyüteceği sıradaki yere göç etmektir, yollarına ne çıkarsa çıksın. Bu sabah yoluna devam etme ihtiyacı, genç bir zebra için zorluk getirecek. Bu yavru doğduktan sonra bir saatten az yürüyebildi, neredeyse her şeyin üstesinden gelebilir. Gel gelelim böylesine bir engelle hiç karşılaşmamıştı, dağlık arazinin kabarttığı nehir hızlı ve öfkeli, ve tehlikelerle dolu.
Genç zebranın annesinin yardımına sonuna kadar ihtiyacı olacak, şayet hayatta kalacaksa. Meğerse en büyük tehdit başka hayvanların saldırması değilmiş, nehrin kendisiymiş. Annesi yavruyu sığ suya götürmeye çalışıyor, ama yavru aşırı ufak, akıntı ise aşırı güçlü. Yavru bitkin düşmek üzere, ama annesi vazgeçmiyor, diğerleri kaçarken o yavrusunu çağırıyor. Sonunda bir çıkış bulup kurtulacak. Sonrasında yavru zebra ve annesi günün getirdiği zorlukların elbet üstesinden gelebilir.
Afrika'da bir deyiş vardır '' Hızlı yol almak istiyorsan yalnız git, uzağa yol almak istiyorsan birlikte git.''
Deniz Gergedanları
Kuzeyin en ucunda Antartika'da buz karayı ve okyanusu aylarca bir arada tuttu. Kutuplara yakın bölgede güneş her zaman başka yerlerden daha alçak ve zayıftır, yinede enerjisi dönüşecek. Ve burada yaşayan Deniz Gergedanları, gezegendeki en gizemli hayvanlardan biridir. Şu anlık uzağa seyahat edemiyorlar. Sadece buzdaki küçük açıklıklar sayesinde yüzeye çıkarak nefes alabiliyorlar. Fakat güneşin gücü imdatlarına yetişiyor, günlerdir güneşin ısısı, buzu deniz ve karayı bağladığı yerden ayırıyor. Buzun artık zayıfladığı noktalarda güneş ışınları çatlak açıyor, çatlaklar kanal haline geliyor, kanallarda deniz gergedanlarının geçebilecekleri yollar haline dönüşüyor.
Bu deniz gergedanları için ne kadarda harika bir gün, tekrar evleri olan okyanusu gezmekte artık özgürler.
Inuit efsanesine göre ''İlk deniz gergedanı cesur bir dişi savaşcıymış, avladığı balina ile ölümcül bir savaşa girmiş, örme saçları dökülmüş, burmalı bir sivri dişe dönüşmüş.''
Harika görselleri olan bu belgesel filminin özetler şeklinde yayınladığımız bu ikinci bölümüdür. Belgesel, bir çok başka hayvan türünün ilginç geçen bir gününü anlatmaktadır. Hayvan belgeseli sevenlere tavsiye edilebilir.