Öldüren Sis, The Mist
Oyuncular; Thomas Jane, Marcia Gay Harden, Laurie Holden
Yönetmen; Frank Darabont
Tür; Gizem, Fantastik, Korku
Konusu; Film, bir kasabaya aniden çöken bir sis sonrasında, sisin içinden çıkan doğa üstü yaratıkların, bir markette sıkışmış olarak kalan bir grup insana saldırmasıyla gelişen olayları konu almaktadır.
Özeti; David, oğlu ile birlikte kasabanın marketine gitmişlerdir ve bu sırada dışarıda kaplanan ani bir sisin içinden bir adam gelmiş, karısını sisin içindeki bir şeyin yakalayıp götürdüğünü ve herkese sisin içine girmemeleri gerektiğini söylemiştir. Bunun üzerine içeride kalan herkes kapıları kapatır ve dışarıdaki sis tamamen marketin çevresini kaplar.
Tam olarak henüz sisin içinde ne olduğunu anlayamayan insanlar, marketin jeneratörünün dışarıda tıkanan borusunu açmak için gönderdikleri bir genci, dev bir ahtapota benzeyen kolları olan, yırtıcı bir yaratığın sisin içinden çıkıp öldürdüğünü görürler.
Bunun üzerine artık iyice panik yapmış olan insanlar, marketin camlarının önüne koruması için köpek mamaları ve benzeri eşyaları yerleştirirler.
Ama olayı herkes görmediği için kimileri buna inanmayacak, sisin içine girip evlerine gitmek isteyecek ve bunun üzerine sisin içindeki yaratıklar onları da öldürecektir. Sonrasında artık marketin içindeki insanlar korkmaya ve panik yapmaya başlamışlardır. Bu insanların arasından kendini Mesih sanan Carmody isminde bir kadın, insanlara İncil'den bölümler okuyarak, bu başlarına gelen olayın Tanrı'nın gazabı olduğunu söyleyecek ve kendisine yandaş aramaya başlayacaktır. Ve bu yolla kendisine katılanların bu yaratıklardan kurtaracağını iddia etmektedir. Bu sırada marketin camlarına dev böcekler yapışmaya başlar ve bu böceklerin akrebe benzeyen zehirli iğneleri vardır. Camlara yapışan böceklerin ardından, daha da büyük uçan, vahşi, dinozorumsu yaratıklar ortaya çıkar ve bu yaratıklar marketin camlarını kırarak, böceklerle beraber içeri girerler ve içerideki bir çok kişiyi öldürürler.
Bu saldırı sonrasında ise geride kalan insanlar arasında yaralı olanlar vardır ve onlar için ilaç bulunması gerekmektedir.
David, yanına bazı kişileri de alarak dışarıdaki eczaneye gidecek ve burada dev örümceklerin saldırısına uğrayacaklardır. Aynı zamanda eczanenin içinde örümcek ağlarına sarılmış, ölmek üzere olan bir askerden bu sisin neden olduğu konusunda bilgi alıp, markete dönünce aralarında olan askeri sorgulayacaklar ve bu sisin aslında askeri bilim adamlarının denemeleri sonucu, başka bir boyuttan kapı açtıklarını ve bu kapının içinden bu yaratıkların geldiğini öğreneceklerdir.
Bunun üzerine içerideki kendini Mesih sanan kadına inanan bağnaz insanlar, bu askeri kurban etmek için dışarı atacaklar ve tüm bu olanlara katlanamayan David ve dostları, dışarı çıkıp arabaları ile gitmek isteyeceklerdir. Ancak Carmody, onlara engel olacak, şimdide David'in oğlunun kurban edilmesini söyleyecek ve insanlar saldırırlarken markette çalışan ve David'in yanında olan Ollie, Carmody'i silahla öldürecektir.
Sonrasında David ve dostları dışarı çıkacak, arabaya binmeye çalışırlarken bazılarını dışarıdaki yaratıklar öldürecek, arabaya sadece David, David'in oğlu, Amanda ve yanlarındaki iki yaşlı insan binecektir.
Bu sırada dışarıda şimdiye kadar gördükleri en büyük, devasa boyda yaratıkları görürler ve araba ile sakince uzaklaşırlar. Yol aldıkça bütün kasabanın, şehrin bu sisin etkisi altında olduğunu anlayacaklar ve benzinleri bitince sisin içinde çaresizce kalacaklardır.
Bunun üzerine silahında 4 kurşun olan David, içerideki herkesi öldürecek ve kendisini de yaratıklara yem ederek hayatlarına son vereceklerdir. David, sıra ile hepsinin kafasına kurşun sıkar ve ölürler. Kendisini de yaratıklara yem yapmak için dışarı çıktığında, dışarıda askeri tanklarla yardımın geldiğini görür ve onları boş yere öldürdüğünü anlar. Böylelikle film son bulur.
Ölümcül yaratıklarla ilgili farklı bir bakış açısı olan filmde, saldırgan yaratıklar ve bağnaz insanlar arasında yaşam mücadelesi veren bir grup insanın yaşadıkları gerilim dolu anlara tanık olacaksınız. Stephen King'in romanından uyarlanan ve kendine ait bir tarzı olan gizem ve fantastik korku filmidir.
3 Ağustos 2019 Cumartesi
Sinema: Suyun Sesi - The Shape Of Water - Bir Aşk Masalı... / Konusu, Özeti, Afişler
Suyun Sesi, The Shape Of Water
Oyuncular; Sally Hawkins, Michael Shannon, Richard Jenkins
Yönetmen; Guillermo del Toro
Tür; Romantik, Fantastik, Dram
Konusu; Film, Amerika kıyılarında bulunan ve zorla alıkoyulan, doğa üstü yetenekleri olan, insanımsı, amphibian bir su canlısının getirildiği laboratuvardaki temizlikçi kız ile arasında yaşanan aşkı konu almaktadır.
Özeti; Filmin anlatımına göre; '' Bu, sevgi ve kaybetmeye dair bir masal, ve tüm bunları yok etmek isteyen canavara...''
Elisa konuşamayan, yani dilsiz ama duyabilen, yalnız yaşayan, çok iyi niyetli bir temizlikçi kızdır. Bir laboratuvarda Zelda isminde yakın arkadaşı ve birde eşcinsel olan Giles ismindeki ressam komşusu vardır hayatında, bu iki kişi ile çok yakın ilişkiler içinde bulunan ve kendi halinde her gün rutin işleri yaptığı bir hayatı olan Elisa, bir gün laboratuvara getirilen Amphibian özellikleriyle, insanımsı bir canlıya tanık olur.
Elisa, görür görmez O'ndan etkilenir ve sonralarında O'nun olduğu odaya her girdiğinde, özellikle bu varlığı görmek için gayret gösterecektir.
Bu canlının bulunduğu oda, tesiste özel bir odadadır ve bu odaya nadiren girebilmektedir. Ve bir gidişinde O'na yumurta götürerek ilk temasını kurar. Sonrasında müzik ile ve ardından dans ederek derken artık bu varlık ile Elisa çok yakın arkadaş olmuşlardır. Varlığa tesiste çok kötü davranmaktadırlar ve zamanı gelince O'nun içini araştırmak ve bilgi almak için öldürüp parçalamayı düşünmektedirler. Bu durumu isteyenler askerlerdir ve bu duruma karşı çıkan ise birde bilim adamı vardır, Dr. Robert.
Dr. Robert, aynı zamanda bir Rus olarak, Amerikanlar dan bilgi sızdıran bir bilim adamıdır ve bu varlığın öldürüleceğini anladığı zaman Ruslarla birlik olarak, varlığın hayatını kurtarmak isteyecektir. Ancak O'ndan önce varlığın hayatını Elisa düşünmüştür ve Elisa, bir plan yapıp, komşusu Giles'i de bu plana ortak edip, sonrasında arkadaşı Zelda'nın da dahil olacağı ve kendilerine Dr. Robert'ın da yardım ettiği, dört kişinin uygulayacağı ve sonunda başarılı olacakları planı uygularlar ve varlığı Elisa, zor da olsa sonunda kendi evine götürecektir.
Ancak peşlerinde çok hırslı olan Richard isminde bir asker vardır ve bu olay yüzünden generalleri O'nu suçlamaktadır. Bu kaçırılma sonrasında Elisa'nın evine gelen varlık, burada Elisa ile daha da yakınlaşacak, birbirlerine aşık olacaklardır.
Varlığın doğa üstü güçleri vardır, yaraları iyileştirebilmekte hatta kel olan komşusu Giles'in saçlarının çıkmasına neden olmuştur. Zaten varlığın çalındığı yerdeki yaşayan yerli halk, bu canlıya Tanrı gibi davranırlar ve öyle görürlermiş. Ancak zamanı gelince kendisinin suya, denize gitmesi gerekmektedir ve aynı zamanda peşlerinde onları öldürmek isteyenler vardır.
Richard, araştırmaları ve Dr. Robert ile Zelda'yı sıkıştırması sonucu, varlığın Elisa'da olduğunu öğrenir ve O'nun yanına giderken Zelda, telefon ile Elisa'ya haber verir. Bunun üzerine acilen Giles ile varlığı alıp denize bırakmaya çalışırlar ve tam denize bağlı olan bir kanalın önünde ayrılırlarken Richard gelir ve varlığı da, Elisa'yı da silahla vurur. Ancak varlık az sonra yeniden canlanacak, yara izleri kaybolacak, bu sırada Richard'ı öldürecek, Richard ölürken O'nu Tanrı sanacak ve varlık, kucağına aldığı Elisa ile suyun içine atlayacaktır.
Suyun içinde ise, ölmek üzere olduğunu sandığımız Elisa'yı canlandıracak ve boynunun altındaki çocukluktan kalma çizik izlerini solungaç yapacak ve artık Elisa'da suyun içinde nefes alabilen bir varlık haline gelecektir. Ve mutlu bir şekilde film böylelikle son bulacak.
İnsan yada insan olmayan şeyler üzerinden fark etmeden canlı sevgisine odaklanılmış filmde, aynı zamanda derin bir aşk söz konusudur. Yer yer cinsel temaların işlendiği, yer yer duygu yüklü anların yaşandığı, bazen komik sahnelerinde olduğu, dram, romantik ve fantastik bir aşk filmidir, kendi tabirleriyle masalıdır.
Oyuncular; Sally Hawkins, Michael Shannon, Richard Jenkins
Yönetmen; Guillermo del Toro
Tür; Romantik, Fantastik, Dram
Konusu; Film, Amerika kıyılarında bulunan ve zorla alıkoyulan, doğa üstü yetenekleri olan, insanımsı, amphibian bir su canlısının getirildiği laboratuvardaki temizlikçi kız ile arasında yaşanan aşkı konu almaktadır.
Özeti; Filmin anlatımına göre; '' Bu, sevgi ve kaybetmeye dair bir masal, ve tüm bunları yok etmek isteyen canavara...''
Elisa konuşamayan, yani dilsiz ama duyabilen, yalnız yaşayan, çok iyi niyetli bir temizlikçi kızdır. Bir laboratuvarda Zelda isminde yakın arkadaşı ve birde eşcinsel olan Giles ismindeki ressam komşusu vardır hayatında, bu iki kişi ile çok yakın ilişkiler içinde bulunan ve kendi halinde her gün rutin işleri yaptığı bir hayatı olan Elisa, bir gün laboratuvara getirilen Amphibian özellikleriyle, insanımsı bir canlıya tanık olur.
Elisa, görür görmez O'ndan etkilenir ve sonralarında O'nun olduğu odaya her girdiğinde, özellikle bu varlığı görmek için gayret gösterecektir.
Bu canlının bulunduğu oda, tesiste özel bir odadadır ve bu odaya nadiren girebilmektedir. Ve bir gidişinde O'na yumurta götürerek ilk temasını kurar. Sonrasında müzik ile ve ardından dans ederek derken artık bu varlık ile Elisa çok yakın arkadaş olmuşlardır. Varlığa tesiste çok kötü davranmaktadırlar ve zamanı gelince O'nun içini araştırmak ve bilgi almak için öldürüp parçalamayı düşünmektedirler. Bu durumu isteyenler askerlerdir ve bu duruma karşı çıkan ise birde bilim adamı vardır, Dr. Robert.
Dr. Robert, aynı zamanda bir Rus olarak, Amerikanlar dan bilgi sızdıran bir bilim adamıdır ve bu varlığın öldürüleceğini anladığı zaman Ruslarla birlik olarak, varlığın hayatını kurtarmak isteyecektir. Ancak O'ndan önce varlığın hayatını Elisa düşünmüştür ve Elisa, bir plan yapıp, komşusu Giles'i de bu plana ortak edip, sonrasında arkadaşı Zelda'nın da dahil olacağı ve kendilerine Dr. Robert'ın da yardım ettiği, dört kişinin uygulayacağı ve sonunda başarılı olacakları planı uygularlar ve varlığı Elisa, zor da olsa sonunda kendi evine götürecektir.
Ancak peşlerinde çok hırslı olan Richard isminde bir asker vardır ve bu olay yüzünden generalleri O'nu suçlamaktadır. Bu kaçırılma sonrasında Elisa'nın evine gelen varlık, burada Elisa ile daha da yakınlaşacak, birbirlerine aşık olacaklardır.
Varlığın doğa üstü güçleri vardır, yaraları iyileştirebilmekte hatta kel olan komşusu Giles'in saçlarının çıkmasına neden olmuştur. Zaten varlığın çalındığı yerdeki yaşayan yerli halk, bu canlıya Tanrı gibi davranırlar ve öyle görürlermiş. Ancak zamanı gelince kendisinin suya, denize gitmesi gerekmektedir ve aynı zamanda peşlerinde onları öldürmek isteyenler vardır.
Richard, araştırmaları ve Dr. Robert ile Zelda'yı sıkıştırması sonucu, varlığın Elisa'da olduğunu öğrenir ve O'nun yanına giderken Zelda, telefon ile Elisa'ya haber verir. Bunun üzerine acilen Giles ile varlığı alıp denize bırakmaya çalışırlar ve tam denize bağlı olan bir kanalın önünde ayrılırlarken Richard gelir ve varlığı da, Elisa'yı da silahla vurur. Ancak varlık az sonra yeniden canlanacak, yara izleri kaybolacak, bu sırada Richard'ı öldürecek, Richard ölürken O'nu Tanrı sanacak ve varlık, kucağına aldığı Elisa ile suyun içine atlayacaktır.
Suyun içinde ise, ölmek üzere olduğunu sandığımız Elisa'yı canlandıracak ve boynunun altındaki çocukluktan kalma çizik izlerini solungaç yapacak ve artık Elisa'da suyun içinde nefes alabilen bir varlık haline gelecektir. Ve mutlu bir şekilde film böylelikle son bulacak.
İnsan yada insan olmayan şeyler üzerinden fark etmeden canlı sevgisine odaklanılmış filmde, aynı zamanda derin bir aşk söz konusudur. Yer yer cinsel temaların işlendiği, yer yer duygu yüklü anların yaşandığı, bazen komik sahnelerinde olduğu, dram, romantik ve fantastik bir aşk filmidir, kendi tabirleriyle masalıdır.
2 Ağustos 2019 Cuma
Sinema: Şey - The Thing - Ölümcül Bir Uzaylı Yaratık.../ Konusu, Özeti, Afişler
Şey, The Thing
Oyuncular; Mary Elizabeth Winstead, Joel Edgerton, Adewale Akinnuoye-Agbaje
Yönetmen; Matthijs van Heijningen Jr.
Tür; Aksiyon, Gerilim, Korku, Bilim Kurgu
Konusu; Film, Antartika'da araştırmalar yapan bir grup bilim insanı ve araştırmacıların, buzulların altında buldukları uzaylı bir yaratık ile sonrasında yaşanan gerilim yüklü olayları konu almaktadır.
Özeti; Antartika'da araştırmalar yapan bir grup insan, buzulların altında büyük bir uzay gemisi ve çevresinde de buzların içinde donmuş uzaylı bir varlık bulurlar. Bunun üzerine uzaylı varlığı donmuş bir şekilde küp halinde, çevresindeki buzları keserek çıkarırlar ve üslerine götürürler. Burada varlıktan doku örneği alarak inceleme yaparlar ve daha önce hiç karşılaşmadıkları bir organizma olduğunu görünce, dünyada devrim yaratacağı için buluşlarına çok sevinirler.
Ancak zaman geçtikten sonra uzaylının çevresindeki buzların erimesi sonucu, bu varlık dışarı kaçacak ve bir insanı yiyecek, bu sırada diğerleri uzaylı varlığı yakarak öldürmeye çalışacaklardır ve sonrasında öldü sanacaklardır.
Bu olay üzerine grubun içerisinde bulunan paleontolog Kate, içerideki grup arkadaşlarının kan örneğini inceler ve gördükleri karşısında her şeyi anlamaya başlar. Bu uzaylı varlık, kendi hücresini başka bir insana bulaştırdığı zaman, bir virüs gibi, bu hücreler insanların hücreleri ile bütünleşip, onların hücrelerini kopyalamaktadır. Yani insanların içine girdikten sonra, belirli bir süre geçince insanların bedenlerini ele geçirmekte ve dışarıdan bu durum anlaşılmamaktadır.
Bunu anlayan Kate, sonrasında bu organizmanın organik yapıları kopyaladığını, inorganik olanları kopyalayamadığını öğrenir ve bunu banyoda bulduğu dolgu dişler sayesinde anlayacaktır. Bundan sonra artık uzaylı varlık aralarında, kim olduğunu bilmedikleri arkadaşları olacaktır. Bu sırada helikopterle gidenlerin arasından biri uzaylı çıkar ve helikopter düşer. Düşen helikopterden kurtulan iki kişi geri gelir ve geldiklerinde üs tam bir savaş alanına dönmüştür. Her an bir arkadaşlarından biri uzaylı olarak ortaya çıkmaktadır ve bu ortaya çıkış halleri çok ürkütücü, vahşi ve korkutucu olmaktadır.
İnsanların içinden, garip sesler ve görüntülerle bir yaratık çıkmaktadır ve bu yaratık herkese saldırmakta, bölünerek çoğalmakta, kurşunlarla ölmemekte, ancak yakılarak yok olmaktadır.
Kate ve arkadaşları, uzaylı varlıklarla mücadele edecekler ve bunun için gruplara ayrılacaklardır. Ama sonucunda hepsi ölecek ve son kalan uzaylıyı takip eden Kate, uzaylının ana gemisine gittiğini görecektir. Bunun üzerine yanında Braxton ile beraber gemiye giderler ve içeride ayrı düştükleri bir sırada Braxton'da uzaylı olacak, dışarı çıktıklarında Kate, Braxton'un demir küpesi olmadığı için uzaylı olduğunu anlayacak ve O'nu yakarak yok edecektir.
Sonrasında film, başka bir yerde bu uzaylı hücrelerinin, bir köpek aracılığı ile dağılmaya çalışması görüntüleri ile son bulur.
Aksiyonu bol, gerilimi yüksek, çok ilginç bir uzaylı yaratık türüne şahit olacağınız aksiyon, gerilim, korku ve bilim kurgu filmidir.
Oyuncular; Mary Elizabeth Winstead, Joel Edgerton, Adewale Akinnuoye-Agbaje
Yönetmen; Matthijs van Heijningen Jr.
Tür; Aksiyon, Gerilim, Korku, Bilim Kurgu
Konusu; Film, Antartika'da araştırmalar yapan bir grup bilim insanı ve araştırmacıların, buzulların altında buldukları uzaylı bir yaratık ile sonrasında yaşanan gerilim yüklü olayları konu almaktadır.
Özeti; Antartika'da araştırmalar yapan bir grup insan, buzulların altında büyük bir uzay gemisi ve çevresinde de buzların içinde donmuş uzaylı bir varlık bulurlar. Bunun üzerine uzaylı varlığı donmuş bir şekilde küp halinde, çevresindeki buzları keserek çıkarırlar ve üslerine götürürler. Burada varlıktan doku örneği alarak inceleme yaparlar ve daha önce hiç karşılaşmadıkları bir organizma olduğunu görünce, dünyada devrim yaratacağı için buluşlarına çok sevinirler.
Ancak zaman geçtikten sonra uzaylının çevresindeki buzların erimesi sonucu, bu varlık dışarı kaçacak ve bir insanı yiyecek, bu sırada diğerleri uzaylı varlığı yakarak öldürmeye çalışacaklardır ve sonrasında öldü sanacaklardır.
Bu olay üzerine grubun içerisinde bulunan paleontolog Kate, içerideki grup arkadaşlarının kan örneğini inceler ve gördükleri karşısında her şeyi anlamaya başlar. Bu uzaylı varlık, kendi hücresini başka bir insana bulaştırdığı zaman, bir virüs gibi, bu hücreler insanların hücreleri ile bütünleşip, onların hücrelerini kopyalamaktadır. Yani insanların içine girdikten sonra, belirli bir süre geçince insanların bedenlerini ele geçirmekte ve dışarıdan bu durum anlaşılmamaktadır.
Bunu anlayan Kate, sonrasında bu organizmanın organik yapıları kopyaladığını, inorganik olanları kopyalayamadığını öğrenir ve bunu banyoda bulduğu dolgu dişler sayesinde anlayacaktır. Bundan sonra artık uzaylı varlık aralarında, kim olduğunu bilmedikleri arkadaşları olacaktır. Bu sırada helikopterle gidenlerin arasından biri uzaylı çıkar ve helikopter düşer. Düşen helikopterden kurtulan iki kişi geri gelir ve geldiklerinde üs tam bir savaş alanına dönmüştür. Her an bir arkadaşlarından biri uzaylı olarak ortaya çıkmaktadır ve bu ortaya çıkış halleri çok ürkütücü, vahşi ve korkutucu olmaktadır.
Kate ve arkadaşları, uzaylı varlıklarla mücadele edecekler ve bunun için gruplara ayrılacaklardır. Ama sonucunda hepsi ölecek ve son kalan uzaylıyı takip eden Kate, uzaylının ana gemisine gittiğini görecektir. Bunun üzerine yanında Braxton ile beraber gemiye giderler ve içeride ayrı düştükleri bir sırada Braxton'da uzaylı olacak, dışarı çıktıklarında Kate, Braxton'un demir küpesi olmadığı için uzaylı olduğunu anlayacak ve O'nu yakarak yok edecektir.
Sonrasında film, başka bir yerde bu uzaylı hücrelerinin, bir köpek aracılığı ile dağılmaya çalışması görüntüleri ile son bulur.
Aksiyonu bol, gerilimi yüksek, çok ilginç bir uzaylı yaratık türüne şahit olacağınız aksiyon, gerilim, korku ve bilim kurgu filmidir.
Sinema: Diriliş - The Revenant - Zorlu Bir Yaşam Mücadelesi Hikayesi... / Konusu, Özeti, Afişler
Diriliş, The Revenant
Oyuncular; Leonardo DiCaprio, Tom Hardy, Domhnall Gleeson
Yönetmen; Alejandro González Iñárritu
Tür; Macera, Biyografik, Western, Gerilim
Konusu; Film, kızıl derililer ile geçimlerini hayvan postuyla sağlayan bazı avcı gruplarının arasında geçen savaşları ve bu sırada bir ayının saldırısına uğrayarak çok fena yaralar alan Hugh Glass isminde bir izcinin yaşam mücadelesini, intikam almak için yaşadığı olayları konu almaktadır.
Özeti; Hugh ve kendisi ile birlikte olan avcı grupları, hayvan postu ile geçimlerini sağlamaktadırlar ve çok zorlu kış şartlarında, çok uzun zaman süren hayvan avcılığına çıkmaktadırlar. Hugh, bu grubun izcisidir ve yanında oğlu da vardır. Birliği ile birlikte bir av alanında, Ri olarak adlandırılan ve kafa derisi yüzen kızıl derililerin saldırısına uğrarlar ve bu saldırıda 33 kişiyi kaybederler.
Saldırı sonrasında teknelerine binecekler ama tekne ile yol almanın daha zararlı olduğunu düşünüp, geriye kalan avcılarla birlikte yolu yürüyerek tamamlamaya karar vereceklerdir.
Bu sırada grup içinde Ri'ler tarafından daha önce kafası yüzülmüş ve geçimsiz biri olan John Fitzgerald isminde biri daha vardır ve grubun lideri ise yüzbaşı Andrew Henry'dir. Kış şartları çok çetindir ve yol almak çok zordur. Bu yüzden tekneden indikten sonra ellerinde kalan hayvan postlarını gizleyip, yola öyle devam etmeye karar verirler.
Bu sırada Hugh, birliğinden ayrılmış ve iz sürmektedir. Tam bu sırada yavruları olan bir ayı Hugh'a saldırır ve her yerini parçalar, saldırması biter, Hugh hareket edince yeniden gelir devam eder, en sonunda Hugh'da bıçakla ve silahla ayıya karşılık verecektir ve Hugh'un her yerini kana buladıktan ve paramparça ettikten sonra ayı, üzerine yığılıp ölecektir. Ardından grubun diğer avcıları Hugh'u ayının altından alırlar ve gerekli bakımları yapıp, yapabildikleri dikişleri yapıp, sedyenin üzerinde taşımaya başlarlar. Hugh'un boğazı dahil vücudunun her yeri parçalanmıştır ve yaşaması bir mucizedir.
Hugh ile yola devam edemeyeceklerini anlayan avcılar O'nu, oğlu, John ve Bridger isminde başka bir genç ile bırakarak, iyileşmesini beklemelerini yada ölecekse O'nu gömmelerini isterler ve yanlarından ayrılırlar.
Bu duruma katlanamayan John, sonrasında Hugh'u öldürmeye çalışacak, bu sırada Hugh'un oğlu O'na engel olurken John tarafından öldürülecek, sonrasında John, bu olaylardan haberi olmayan Bridger'e Ri'lerin geldiği yalanını söyleyerek Hugh'u soğuk tipinin olduğu havada yalnız bırakıp kaçacaklardır.
Oğlunun öldürüldüğünü gören ve çok kötü yaralı olan Hugh, büyük zahmetler ve sıkıntılar çekerek kendine gelecek, sonrasında yollara düşecek, yolda peşinden Ri'ler kovalayacak, baygınlıklar yaşayacak ve ardından iyi bir kızıl derili ile karşılaşacak ve bu kişi Hugh'a uzun bir süre yoldaşlık edip, iyileşmesini sağlayacaktır. Ancak av yapan başka birliklerde vardır ve Hugh'un dostu olan kızıl deriliyi öldürürler. Bunun üzerine yalnız kalan Hugh, kendi başına yola devam edecek, yolda yine Ri'lerle karşılaşacak ve Ri'lerin atını vurmaları sonucu uçurumdan at ile beraber yuvarlanan Hugh, sonrasında atın ölmesi sebebiyle ve soğuktan donmamak için, atın içini boşaltıp, atın bedeninin içinde uyuyacaktır.
Bu olaydan sonra biraz daha kendine gelen Hugh, sonunda kasabaya ulaşacak, burada insanlara yalan söylemiş olan John ise Hugh'un geldiğini anlayıp kaçacaktır.
Bu kaçış sonrasında Hugh, John'dan intikam almak istediği için O'nu kovalayacak ve yakalayacak, yakaladıktan sonra yaralayıp Ri'lerin ellerine verecektir ve Ri'ler, John'nun bir kez daha kafasını yüzeceklerdir ve sonrasında John, ölecektir. Böylelikle film son bulur.
Gerçek olaylardan esinlenildiği söylenen filmde, gerilim çok fazladır. Tarihi zamanlara sizi götürecek olan görüntülere sahip, yer yer dramın olduğu ve yaşam mücadelesi konusunda çok iyi bir örnek olabilecek, bir çok ödül almış macera, biyografik western ve gerilim filmidir.
Oyuncular; Leonardo DiCaprio, Tom Hardy, Domhnall Gleeson
Yönetmen; Alejandro González Iñárritu
Tür; Macera, Biyografik, Western, Gerilim
Konusu; Film, kızıl derililer ile geçimlerini hayvan postuyla sağlayan bazı avcı gruplarının arasında geçen savaşları ve bu sırada bir ayının saldırısına uğrayarak çok fena yaralar alan Hugh Glass isminde bir izcinin yaşam mücadelesini, intikam almak için yaşadığı olayları konu almaktadır.
Özeti; Hugh ve kendisi ile birlikte olan avcı grupları, hayvan postu ile geçimlerini sağlamaktadırlar ve çok zorlu kış şartlarında, çok uzun zaman süren hayvan avcılığına çıkmaktadırlar. Hugh, bu grubun izcisidir ve yanında oğlu da vardır. Birliği ile birlikte bir av alanında, Ri olarak adlandırılan ve kafa derisi yüzen kızıl derililerin saldırısına uğrarlar ve bu saldırıda 33 kişiyi kaybederler.
Saldırı sonrasında teknelerine binecekler ama tekne ile yol almanın daha zararlı olduğunu düşünüp, geriye kalan avcılarla birlikte yolu yürüyerek tamamlamaya karar vereceklerdir.
Bu sırada grup içinde Ri'ler tarafından daha önce kafası yüzülmüş ve geçimsiz biri olan John Fitzgerald isminde biri daha vardır ve grubun lideri ise yüzbaşı Andrew Henry'dir. Kış şartları çok çetindir ve yol almak çok zordur. Bu yüzden tekneden indikten sonra ellerinde kalan hayvan postlarını gizleyip, yola öyle devam etmeye karar verirler.
Bu sırada Hugh, birliğinden ayrılmış ve iz sürmektedir. Tam bu sırada yavruları olan bir ayı Hugh'a saldırır ve her yerini parçalar, saldırması biter, Hugh hareket edince yeniden gelir devam eder, en sonunda Hugh'da bıçakla ve silahla ayıya karşılık verecektir ve Hugh'un her yerini kana buladıktan ve paramparça ettikten sonra ayı, üzerine yığılıp ölecektir. Ardından grubun diğer avcıları Hugh'u ayının altından alırlar ve gerekli bakımları yapıp, yapabildikleri dikişleri yapıp, sedyenin üzerinde taşımaya başlarlar. Hugh'un boğazı dahil vücudunun her yeri parçalanmıştır ve yaşaması bir mucizedir.
Hugh ile yola devam edemeyeceklerini anlayan avcılar O'nu, oğlu, John ve Bridger isminde başka bir genç ile bırakarak, iyileşmesini beklemelerini yada ölecekse O'nu gömmelerini isterler ve yanlarından ayrılırlar.
Bu duruma katlanamayan John, sonrasında Hugh'u öldürmeye çalışacak, bu sırada Hugh'un oğlu O'na engel olurken John tarafından öldürülecek, sonrasında John, bu olaylardan haberi olmayan Bridger'e Ri'lerin geldiği yalanını söyleyerek Hugh'u soğuk tipinin olduğu havada yalnız bırakıp kaçacaklardır.
Oğlunun öldürüldüğünü gören ve çok kötü yaralı olan Hugh, büyük zahmetler ve sıkıntılar çekerek kendine gelecek, sonrasında yollara düşecek, yolda peşinden Ri'ler kovalayacak, baygınlıklar yaşayacak ve ardından iyi bir kızıl derili ile karşılaşacak ve bu kişi Hugh'a uzun bir süre yoldaşlık edip, iyileşmesini sağlayacaktır. Ancak av yapan başka birliklerde vardır ve Hugh'un dostu olan kızıl deriliyi öldürürler. Bunun üzerine yalnız kalan Hugh, kendi başına yola devam edecek, yolda yine Ri'lerle karşılaşacak ve Ri'lerin atını vurmaları sonucu uçurumdan at ile beraber yuvarlanan Hugh, sonrasında atın ölmesi sebebiyle ve soğuktan donmamak için, atın içini boşaltıp, atın bedeninin içinde uyuyacaktır.
Bu olaydan sonra biraz daha kendine gelen Hugh, sonunda kasabaya ulaşacak, burada insanlara yalan söylemiş olan John ise Hugh'un geldiğini anlayıp kaçacaktır.
Bu kaçış sonrasında Hugh, John'dan intikam almak istediği için O'nu kovalayacak ve yakalayacak, yakaladıktan sonra yaralayıp Ri'lerin ellerine verecektir ve Ri'ler, John'nun bir kez daha kafasını yüzeceklerdir ve sonrasında John, ölecektir. Böylelikle film son bulur.
Gerçek olaylardan esinlenildiği söylenen filmde, gerilim çok fazladır. Tarihi zamanlara sizi götürecek olan görüntülere sahip, yer yer dramın olduğu ve yaşam mücadelesi konusunda çok iyi bir örnek olabilecek, bir çok ödül almış macera, biyografik western ve gerilim filmidir.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)