Sinema: Sihirbazın Çırağı - The Sorcerer's Apprentice - Büyücüler ve Sihirbazlar Arasındaki Savaşın Hikayesi... / Konusu, Özeti, Afişler

Sihirbazın Çırağı - The Sorcerer's Apprentice

Oyuncular; Nicolas Cage, Jay Baruchel, Teresa Palmer
Yönetmen; Jon Turteltaub

Tür; Aksiyon, Fantastik, Macera

Konusu; Film, çok eski zamanlarda kötü büyüler ile uğraşması sonucunda matruşkaların içine hapsedilmiş büyücülerin, günümüz dünyasında ortaya çıkması sonucunda gelişen olayları konu almaktadır.

Özeti; Milattan sonra 740 yılı Britanya'sın da büyücüler ve sihirbazlar arasında savaşlar olmaya başlamıştır. Ve insanlığın kaderi, güçlü ve erdemli bir büyücünün elindeydi, Marlin. Marlin, güvendiği üç çırağına sırlarını öğretti, Balthazar, Veronica ve Horvath. Oysa sadece ikisine güvenmesi gerekirdi. Veronica ve Balthazar bir büyücünün kötülük tanımına sığmayacak vahşetine tanık oldu. Morgana Le Fey, Marlin'nin ezeli can düşmanı.

Horvarth, Marlin ile Morgana'nın savaşı sırasında Marlin'e ihanet edecek ve Marlin'e ait olan diriliş ismindeki büyüsünü ele geçirecektir. Bu sayede Morgana, ölüleri diriltme gücüne sahip olacak ve ölülerden bir ordu yaratarak insanlığı yok etmeye çalışacaktır.

Bu sırada Marlin'i korumaya gelen Balthazar'ı, Morgana büyüsü ile öldürmeye çalışacak ve Balthazar'ı, Morgana'nın ruhunu kendi bedeninin içine çekerek hapseden, Veronica kurtaracaktır. Ancak Morgana, Veronica'yı içten öldürmeye başlamıştır. Balthazar, Veronica'nın hayatını kurtarmak için ikisini de kaçılması imkansız Grinvol ismindeki matruşkaya hapsetmiştir.

Aradan geçen zamanda Balthazar, Morgana'yı serbest bırakmaya çalışan pek çok büyücü ile mücadele etti ve sonunda Horvath'ı da yakalamayı başardı. O'nu da bir Grinvola hapsetti. Marlin, ölüm döşeğinde iken Balthazar'a ejder yüzüğünü bıraktı ve bu yüzüğün O'nu günün birinde Marlin'in halifesi olan yüce Marlin'ci olarak anılan çocuğa götüreceğini söyledi. Ve Morgana'yı öldürebilecek tek kişinin yüce Marlin'ci olan bu çocuk olduğunu söyler ve Balthazar, asırlar boyunca bu çocuğu arar. Günümüz dünyasına gelindiğinde Dave isminde henüz çocuk olan yüce Marlin'ci, bir okul gezisi sırasında kız arkadaşına yazdığı notun uçması ve O'nu takip etmesi sonucunda Balthazar'ın antikacı dükkanına girecek ve içeride Balthazar, ejder yüzüğü O'na verecek, bunun sonucunda O'nun yüce Marlin'ci olduğunu anlayacaktır.

Balthazar, Dave'i yalnız bıraktığı bir sırada içinde Horvath'ın olduğu Grinvol yere düşüp kırılacak ve içinden çıkan Horvath, Balthazar ile mücadele ederken bu sefer ikisi de başka bir büyülü hapseden vazonun içine hapis olacaklardır.

Aradan yıllar geçecek, bu vazoyu insanlar alıp evinde süs olarak kullanırken, kımıldaması sayesinde kapağını açarlar ve içinden kaçan Horvath, sonrasında Morgana'yı bulmak için Grinvol'un peşinde düşecektir.

Balthazar'da hapsedildiği yerden çıkmıştır ve Horvath'ın Dave'i bulup kendisine saldırdığı bir sırada Balthazar, yardımına yetişecek ve Dave'i alıp gerçekleri O'na anlatacak, sihirbazın çırağı olarak eğitmeye başlayacaktır. 

Kendisinin bir sihirbaz olduğunu öğrenen Dave, Balthazar'dan eğitimler alacak ve kendisine bir çırak bulmuş olan Horvath ile mücadele etmeye çalışacaklardır. Horvath'ın Morgana'yı hapsedildiği yerden çıkarması için gereken şeylerden biride Marlin'in yüzüğüdür ve O'nu almak için Dave'in sevdiği kız olan Becky'i kaçıracaktır.

Dave ile Balthazar'ı tuzaklarına düşürerek amacına ulaşan Horvarth, sonunda Morgana'yı ortaya çıkaracak ama öncesinde Veronica ortaya çıkacak, sonrasında ise içinden Morgana'nın ruhu çıkacaktır.

Morgana, ölüleri diriltme büyüsü ile ordusunu hazırlamaya çalışırken O'nun bu planını Becky bozacak, sonrasında bir yüce Marlin'ci olan Dave, Morgana'yı yok edecektir. Bu mücadele sırasında Balthazar ölecek ama Dave, O'nu hayata geri döndürecektir. Bütün tehlikeli büyücüler ve büyüleri ortadan kaldırıldıktan sonra filmde son bulacaktır.

Eğlenceli ve sürükleyici bir konusu ile izlemekten zevk alacağınız görsel efektleri olan, yer yer dram sahnelerinin de olduğu aksiyon ve fantastik macera filmidir.

Sinema: Synchronicity - Paralel Evrenler Arasında Yaşanan Bir Aşk Hikayesi... / Konusu, Özeti, Afişler

Synchronicity

Oyuncular; Chad McKnight, Brianne Davis, AJ Bowen
Yönetmen; Jacob Gentry

Tür; Gizem, Dram, Bilim Kurgu

Konusu; Film, Jim Beale isminde bir fizik profesörünün zaman yolculuğu yaptığını sanması sonrasında, paralel evrenler arasında bir geçişin söz konusu olduğunu anlaması ile gelişen gizem dolu olayları konu almaktadır.

Özeti; Jim, fizik profesörüdür ve uzay zaman sürekliliği içinde bir solucan deliği açarak sonuçlarının neler olacağını merak etmektedir. Yaptığı hesaplamalara göre böyle bir delik açmasının mümkün olduğunu anlayan Jim, MRD isminde çok güçlü enerji ortaya çıkaran bir maddenin sayesinde bu solucan deliğini açacaktır ancak bu maddeyi ise sadece bir şirket üretmektedir ve bu şirketin sahibi Klaus'a bu yüzden bağlı kalmak zorundadır.

Jim, gerekli ayarlamalar yapıldıktan sonra işlemi başlatacak, solucan deliğinin açılması sırasında bayılacak ve kendisine geldiğinde laboratuvarlarında bir yıldız çiçeği bulacaklardır.

Kamera görüntülerinden bu çiçeğin buraya nasıl geldiğine baktıklarında, insan görünümlü birinin koyarak kaçtığını fark ederler. Bunun üzerine dışarı çıkan ve bu kişiyi arayan Jim, dışarıda Abby isminde bir kadınla karşılaşacak, O'na sorular soracak ve çiçeği koyan kişinin O'nun olduğundan şüphelenip, bu sırada yanlarından ayrılan Klaus, Jim ile Abby'i de alacak ve yemeğe çıkacaklardır. Abby'nin kim olduğunu bilmeyen Jim, yemekte projesini savunması üzerine O'ndan hoşlanacak ve evine gidip birlikte olacaklardır. 

Projesinin başarılı sonuç verdiğini düşünen Jim, Klaus tarafından baskı altına girecek ve MRD maddesini vermemekle tehdit edecektir. Bu sebeple projesine sahiplenmek isteyen Klaus, Jim ile kendi arasındaki ilişkiyi Edison ile Tesla'nın ilişkisine benzeterek, kendisini Edison yerine koyacaktır. Edison'nun üç kağıtçı, Tesla'nın ise gerçek bir dahi olduğunu düşünmektedirler.

Sonrasında Abby'nin evine giden Jim, evin içinde kendilerinde olan yıldız çiçeğinin aynısından görecek, bu sırada arkadaşından bir telefon gelecek ve Abby'e güvenmemesi gerektiğini söyleyecektir.

Abby aslında Klaus'a çalışan bir eskort kadındır ve amacı Jim'den bilgi almak ve Klaus için gereken şekilde çalışmaktır. Sonrasında Abby'nin Klaus'a çalıştığını anlayan Jim, bir solucan deliği denemesi daha yapacak ve bu sefer delikten kendi geçmek isteyecektir. Bu geçişi sonrasında paralel bir evrene giden Jim için olaylar artık içinden çıkılamaz bir hal alacak, daha önce yaşadığı şeylerin aynısını yaşayan kendisini görecektir ve kendisinin bir zaman yolculuğu yaptığını sanacaktır. 

Ancak kendisinden iki tane olan Jim'ler birbirlerine yaklaştıkları zaman zihinlerinde ağrılar olmaya başlamakta ve kriz geçirip bayılmaktadırlar. Sonradan öğrenilecek ki, bir evren aynı varlıktan iki tane kabul etmemekte ve 48 saat içinde içlerinden birini yok etmektedir. Bu işlemi de organizmasını dağıtarak yapmaktadır ve gelen Jim'ler zaman geçtikçe rahatsız olmaya ve yok olmaya başlayacaklardır. Ama Jim'in aslında tek derdi Abby'e olan aşkıdır ve solucan deliğinden bu yüzden geçmiştir.

Abby ile yaşananları değiştirmek ve O'nu, Klaus'un elinden kurtarmak için geçmiştir solucan deliğinden.

Ancak bunu başaramayan Jim, bu durumu arkadaşlarına açıklayacak, arkadaşları iki Jim'i de idare etmeye çalışacak, hatta sonrasında Abby'de bu durumu öğrenecek ve kaldıramayıp aralarındaki ilişkiyi bitirecektir. Ancak tüm bu olanlardan sadece bir Jim'in haberi olmaktadır ve bu bir Jim, diğer Jim'in hayatını da istediği şekilde yönlendirmeye çalışmaktadır.

Olayların bu şekilde düzelmeyeceğini anlayan ilk Jim, bulunduğu paralel evrenden yine bir solucan deliğine geçmek ve zamanda geriye giderek olayları değiştirmek isteyecek ama hala bilmediği zaman yolculuğu yapmadığı, sadece paralel evrenlerde sürekli dolaştığıdır. Bu sefer ki gittiği evrende yine kendileri ile karşılaşacak, artık bedeni bütün fonksiyonlarını yitirmeye de başladığından her şeyden vazgeçerek bir otel odasında ölümü bekleyecektir. Ancak geldiği otel odasında kendisinin ölüsünü gören Jim, bu sahneden sonra aslında paralel evrenlerde olduğunu anlayacak, zaman yolculuğu yapmadığının farkına varıp, hiç bir şey yapmadan başka bir otele gidip ölümü bekleyecektir. İlk Jim ölecek ve sonrasında diğer Jim ile Abby'nin buluşma görüntüsünden sonra filmde son bulacaktır.

Az oyuncu kadrosu ve çok iyi bir senaryosu ile başarılı bir film ortaya çıkmıştır. Sürükleyici, aynı zamanda merak uyandırıcı ve sürekli neler olduğunu anlamaya çalışmak ile geçen seyir zamanından keyif alacaksınız. Kendine ait bir tarzı olan, yer yer gerilim sahnelerinin de olduğu, gizem, dram ve içinde aşkında bulunduğu bir bilim kurgu filmidir.

Sinema: Yeşil Yol - The Green Mile - 108 Yaşındaki Bir Gardiyanın Anıları... / Konusu, Özeti, Afişler

Yeşil Yol, The Green Mile

Oyuncular; Tom Hanks, Michael Clarke Duncan, David Morse
Yönetmen; Frank Darabont

Tür; Suç, Gizem, Fantastik, Dram

Konusu; Film, idam mahkumlarının öldürülmeden önce tutulduğu bir hapishanede çalışan Paul Edgecomb isminde bir gardiyanın yaşadığı acı dolu ve sıra dışı olayları konu almaktadır.

Özeti; Paul, 108 yaşına geldiğinde bir huzur evindedir ve geçmişine ait gardiyanlık mesleği ile ilgili anılarını, huzur evindeki bir arkadaşına anlatmaktadır. Paul, 44 yaşlarında iken evli, bir oğlu olan ve idam mahkumları için hazırlanmış bir hapishanede gardiyanlık görevi yapan iyi bir insandır. Ve kendisi ile birlikte çalışan yakın dostları Brutai, Dean ve Harry vardır. Aynı zamanda aralarında içi nefret dolu olan ve kendisi ile hiç anlaşamadığı Percy isminde, hapishaneye yeni gelmiş bir gardiyan daha vardır.

İçeride ise idam sırasını bekleyen Eduard ve Arlen isminde iki tanede mahkum vardır. Gardiyanlar idam zamanı gelen mahkumları hazırlayıp, yeşil yol dedikleri bu alanda elektrikli sandalyeye oturtarak hayatlarını sonlandırmaktadırlar.

Bir çok idam cezasını uygulamış bu gardiyanlar, Percy dışında, mahkumlara oldukça iyi ve nazik davranmaktadırlar. Ancak Percy, içindeki korku ve nefret yüzünden, mahkumlara sert davranmakta, sürekli hapishanenin içinde huzursuzluk çıkarmaktadır.

Bu sırada mahkumlardan Arlen'in idam zamanı gelir ve sandalyeye oturtularak, karşısında kendisinden davacı olan insanlar ve onların yakınları varken hayatına son verilir. Bu olaydan sonra hapishaneye John Coffey isminde, çok iri yapılı bir zenci mahkum gelir. Suçu iki küçük kıza tecavüz edip öldürmek olduğu sanılmaktadır ve kızların cesetlerini John'nun yanında gördükleri için O'nu katil olarak sayarlar ve idam cezası verirler. Ancak durum hiçte sanıldığı gibi değildir. Aynı zamanda gardiyanlardan Paul, idrar yollarındaki iltihap yüzünden tuvalet ihtiyacını giderememektedir ve çok acılar çekmektedir. Doktorlar sadece ilaç tedavisi uygulamakta ve bu tedavi işe yaramamaktadır.

Hapishaneye gelen John ise oldukça nazik, ince bir kişiliği olan, kırılgan, hassas bir insandır. İnsanlarla iletişim konusunda zorlanmasına rağmen, kendisinde insanlarda olmayan özel güçler, yetenekler vardır.

Kendi yeteneklerinin farkında olan John, Paul'dan, acıdan yere yığıldığı bir sırada, yanına gelmesini isteyecek ve elleri ile ağrının olduğu yere dokunup, bütün hastalığını kendi içine çekecek ve bu hastalıktan oluşan olumsuz enerjileri sonrasında ağzından çıkaracaktır. Böylelikle Paul, hastalığından kurtulacak ve bu olay sonrasında çok şaşıracaktır. 

Bu sırada hapishanede herkes tarafından sevilen ve mahkum Eduard tarafından sahiplenilerek bakılan bir fare vardır. Bu fareyi Percy, ayağı ile ezip öldürecek, sonrasında John, fareyi ellerine alıp yine O'na tedavi uygulayacak, tedavi sırasında ellerinden ışıklar çıkacak ve sonrasında ölü olan fare hayata geri dönecektir. Gördükleri karşısında şaşkına dönen gardiyanlar ne olduğunu anlamakta zorluk çekerler. Ve bu olaylardan sonra hapishaneye vahşi Bill isminde bir mahkum gelecek ve bütün gardiyanlarla alay edip, onlara zahmetli anlar yaşatacaktır. Sonrasında idam sırası Eduard'a gelecek ve fareyi John'a teslim eden Eduard, Percy'nin bilerek idam sırasında kafasındaki süngeri ıslatmaması üzerine, işkence dolu bir idam anı yaşayacaktır.

Bulunduğu yerden elindeki fare ile bu durumu hisseden John, kendisinden bazı enerjileri, hisleri fareye aktaracak ve fare korkup elinden kaçıp saklanacaktır.

Bütün bu yaşanan olayların sonucunda Paul ve diğer gardiyanlar, John'da ki gücün farkına varırlar ve müdürleri olan Warden'ın beyin tümörü olan hasta eşine de yardım etmek isterler. Warden'ın evine giden John, eşini iyileştirecek ve hastalığın olduğu olumsuz enerji ile tekrar hapishaneye geri dönecektir. Bu sırada Percy ile yakın bir temas kurduğu sırada, boynundan yakalayacak ve içindeki bütün hastalık enerjisini Percy'e aktaracaktır. Ardından Percy'de akli dengesini kaybedecek ve vahşi Bill'i silahı ile öldürecektir. 

Bu olayın yaşanmasını John, kasıtlı olarak ayarlamıştır, çünkü Warden'ın eşini iyileştirmeye giderken kendisinin kolunu tutan vahşi Bill'in içini görmüştür ve kendisine atılan katil ve tecavüzcü damgasının sahibi aslında Bill olduğunu anlamıştır. Yani John'un öldürdüğü söylenen kızları öldüren vahşi Bill'dir. Bunu gördüğü için ikisine de ceza veren John, sonrasında Paul'a da dokunarak bu olayları gösterecek ve Paul'a kendisinden enerjiler verecektir. Bu olayın ardından Paul, John'nun suçsuz olduğunu anlayacak, O'na kaçması için imkan sağlayacak ancak John, daha fazla dünyada yaşayıp acı ve kederlere tanık olmak istemediğinden ölmeyi isteyecektir.

Bile bile ölüme gidecektir ve kendisine engel olmamalarını isteyecektir. Bunun üzerine kendisini zamanı gelince öldüren Paul ve gardiyanlar, göz yaşları içinde John'u uğurlayacaklardır.

Bu olayları 108 yaşında iken anlatan Paul, sonrasında arkadaşını huzur evinin çevresindeki bir eski eve götürecek ve burada hapishanedeki fareyi arkadaşına gösterecektir. Meğer ki, John'nun fareye ve Paul'a verdiği enerji, yaşam gücü onların çok uzun süre yaşamasına sebep olmuştur ve Paul, ne zaman öleceğini bilmemektedir. Böylelikle film son bulur.

Duygu yüklü ve çok hüzünlü sahnelerin olduğu, etkileyici konusu ile sizi kendisine bağlayacak ve üç saatlik süresini ilgiyle izleyeceğiniz gizem, suç ve fantastik dram filmidir.