Duyu Nedir? Duyusal Enerjiler ve Özellikleri Nelerdir? Duyuların Özellikleri Nelerdir? Duyuların Felsefi Tanımı
Duyu, varlıkların kendileriyle bir bütün şeklinde bulunan ve tamamen içeriğini direk olarak varlığa yaşatan ve yapısal ve işlevsel özellikleri ile emsalsiz olan varlıksal oluşumlardır. Varlıkları varlık yapan özellikleri duyularıdır. Varlıkların kendisine ait bütün bilgi, tecrübe, özellikler, yetenekler ve anlayışları duyuları ile yerini korumaktadır. Her varlığın kendi varlıksal oluşumunu karşılayan mutlaka bir duyusal özelliği vardır. Duyularla varlıklar kendilerini tanımlarlar, kendilerinin var olma hali yaşadığını kanıtlarlar. Duyuların hepsi, kendi içeriklerindeki bilgi ve tecrübelerin enerjilerini oluşturan özelliklerde yapılar olarak varlıklara kendi amacını yaşatmakla ilgili olurlar. Görmek, koklamak, tad almak, hissetmek, farkındalık, zaman, cinsellik, duymak, konuşmak, zihin, duygu, hafıza, özgür irade ve varlıkların kendi yetenek ve yaşam tarzlarına göre de içerikleri genişleyebilen ve bir çok daha duyusal özelliğinde bulunabilmesinin söz konusu olduğu şekilde varlıklar, bu duyularla kendilerini yaşarlar. Nasıl bilgi ile çok uğraşan varlıkların bilgi duyusal özelliğinin gelişerek yapılanmış olabileceğinden bahsettiysek, bu örnekteki gibi başka başka duyusal özellikleri de kendi varlığınızda tamamen yaşattığınız ilgi alanlarınıza, bilgi ve tecrübelerinize göre oluşturmanız mümkün olur.
Bizler, gördüğümüz insan bedenlerinden ibaret varlıklar değiliz. En basitinden zihinsel alanlarınızdaki hayalleriniz, düşünceleriniz sizin sizden öte başka bir tarafınızın ve bu tarafınızın imkanlar bakımından bir çok özelliğe sahip olduğunu ispatlar niteliktedir.Sürekli değiştirebildiğiniz hayallerinizin bu bedenlere tutsak eden beyinsel bir yapıdan kurtulması sonrasında, o hayallerle neler yapabileceğinizi düşünürseniz, aslında ne kadar güçlü, özellikli ve imkanlar sahibi varlıklar olduğumuzu anlayabilirsiniz. İşte duyular varlıkların kendilerine ait olan bütün özelliklerini, bilgi ve tecrübelerini muhafaza ederek ve onları varlıkta direk uygulanması ile ilgili olarak yaşatarak, varlıkların kendi varlıksal alanlarında bulunurlar ve varlıklar, duyularının bütünlüğünden oluşan şekilde bir varlık olma halinde bulunur. Doğmadan öncemizi hatırlayamamamız gibi bir örnekle hafıza duyumuzdan nasıl bu anıların engellendiğini anlayabilir ve bu şekilde bir engel ile duyuların çalışmalarının nasıl kısıtlandığını görebilirsiniz. Doğmadan öncede bir yaşanmışlığımızın olduğu, çocukken kendimizde olan varlıksal özelliklerin çokluğundan, çocukluk ve ergenlik gibi kısa bir sürede bu kadar çok bilgi ve tecrübelerin edinilemeyeceğinden zaten bellidir.
Bizlerle gelen bilgiler ve tecrübeler olmuştur, anılar ve hatıralar değil. Bunun ne kadar doğru bir uygulama olduğu tartışılır özelliklerde bir konudur. Bir şekilde buradayız ve burada olmamızın nedenlerini anladıktan sonra buradan nasıl çıkacağımızı bulmakla ilgili olarak bir yaşamı seçmek durumundayız, eğer insan hayatını kendince yaşanılası bir hayat olarak tanılamıyorsan bu seçim seninle ilgili değildir tabi, mutluluklar diliyorum... Bu hayattan ve imkanlarından memnun olanlar için böyle bir sorun tabii ki yoktur. Söz konusu imkanlara ise maddi değerlerle ölçülemeyecek kadar büyük kıymette varlıksal yaşamı ilgilendiren, özgür iradenin tam anlamı ile tecelli etmesi isteğinin yerine gelmesi şeklinde zaruri bir istek ve itilimle ulaşılmaya çalışılmaktadır. Duyularımızda, işte Dünya hayatının şartlarına göre yapılandırılarak bu hayatı yaşamamızla ilgili olarak çalışmaktadırlar ancak bununda ne kadar doğru olduğu yine tartışılır bir konu olmaktadır. Önemli olan bu saatten sonra bilgisine vardığımız varlıksal özelliklerimizi korumak, onlara sahip çıkmak ve sonsuzluk boyunca bizleri bekleyen şekilde yaşamı destekleyici amacımızı bularak bu uğurda yaşamak. Böyle bir Dünya yaşamına isteyerek gelmek, bir amacı uygulamak için gelmek, kendisine fayda sağlayacağına inandığı için gelmek gibi durumların söz konusu olup olmadığına inanmak ne kadar doğrudur düşünülmesi gerekmektedir? Bu hayat, varlıkları çok zorlu mücadeleler ve ıstıraplar yaşatarak iyiliğini elinden almaya çalışmak üzere kurulmuş yapılanmalarla doludur ve kendisini biran kaybeden bir varlık, hiç öyle olmasa bile birden bire kötülükleri uygulayan bir varlık haline gelebilir ve bu özellikleri ile bu hayata bilerek gelmek ve bunu istemek, akla ve mantığa uygun görünmemektedir.Sonsuzluk içinde kaybolmuş bir Dünya'da ve bu sonsuzluğun içinde nelerin olduğunu bilmediğimiz durumlarımızla nasıl olurda hafızamızdan bazı bilgilerin unutturulmasını, duyularımızın bazı özelliklerinin kısıtlanmasını kabul edebiliriz. Bu kendimize en çok sormamız gereken sorulardan biridir...
Günün belki de yarısını uyuyarak geçirmektesin ve uyuduğunda sana neler olduğunu biliyor musun gerçekten? Varlığın tam olarak nerede ve sen neden bu kadar çaresizce yatmaktasın? Rüyalarında yaşadığın seni, biraz inceler misin? Otomatik bir sen, bir şartlandırmanın uygulamasını yapmak zorunda olmakla ilgili olarak kendi seçmediğin şeyleri yaşamaktasın, uyandığında ise bunları hemen unutacağın hayaller gibi sanmaktasın. Bu neden olmaktadır? Aslında varlığımızın uyku denilen bu olaya hiç alışık olmamasından ve uykuyu yaşayan bedenin içinde kendisine bir yaşam yeri oluşturmaya çalışmasından ve kısıtlanmış farkındalık duyusunun yüzünden rüyalarda farkındalığı yaşayamadan bir otomatiklik içinde yaşamamızla ilgili olmasından kaynaklanabilir mi? Rüyalarda, büyük uğraşlar ve çalışmalar sonucunda farkındalık edinebilmektesiniz ve o zaman gördüğünüz manzara, şu an Dünya'da yaşadığınız siz gibi bir sizi rüyalarınızda kontrol etmek şeklindedir ve zihinlerinizle bedenden kurtulmuş halde tamamen özgür olarak var olursunuz. Rüyada farkındalık, bu deneyim size kendinizle ilgili bir çok sorunun cevabını verecektir. Aslında bizler burada yaşamaya şartlandırılmış ve aynı zamanda varlıksal özelliklerimizle buradan kurtulmaya çalışan varlıklarız ve duyularımız bu şartlandırılma konusunda kullanılan temel hedefler, bölgeler olmaktadırlar.Sizin bir çok duyusal özelliğinizi kısıtlamadan bu Dünya'da ki insan bedeninde olmanızı sağlayamazlardı. Normalde görmekle ilgili olan duyunuz kilometrelerce öteleri görmekle ilgilidir, görmek istediği yeri göremeyen bir duyusal özellik, böyle sonsuzluk içinde büyüyen bir evrende varlıksal özellik olarak bulunamaz, sayılamaz, çünkü bu gözlerle bu sonsuzluk içinde ne görebiliriz ki? Bu kadar kısıtlı imkanları olan duyularınızla hiç bir şeyi başaramazdınız. Bu açıklama ile bilinmeli ki, bir çok özellikte duyularımız vardır ve bunların bir çoğu yaşadığımız hayat yüzünden kısıtlanmış haldedirler.
Bambaşka farkındalık halleri, hiç duymadığınız yepyeni sesler, hisler, algılar, görüntüler hep bu kısıtlamanın etkisi ile bizlere yaşatılmamaktadır. Göz denilen organlara şartlanan görme duyunuzdur ve gözlerin imkanı oranında görebilmesi ile ilgili olarak çalışır. Kulaklara duyma, ağzımızda konuşma duyumuz, bedenimizde hislerimizi ifade eden duyumuz şeklinde duyular, bu bedenin ve hayatın imkanlarına göre kısıtlanmış, engellenmiştir.Cinselliğinde bir duyu olduğunu belirterek, içeriğinde olan orgazm uygulaması, bu duyusal özelliğin kendi yapısında ortaya çıkan bir oluşumdur ve bütün duyuların bu örnekteki gibi kendi yapılarında, kendileri ile ilgili özelliklerde oluşumlar ortaya çıkmaktadır. Yani duyunun içeriğine göre kendisinde farklı bir özelliği ortaya çıkarmak gibi yapılanmaları söz konusudur. Mesela görme duyunuzu tamamen kısıtlanmamış bir şekilde kullanabilseniz, sadece bu duyunuzu yapılandırarak görmek istediğiniz şeyleri görebilirdiniz, duyunuz size sadece onu gösterirdi ve sizde bir boşlukta olsanız bile, kendinizi gördüğünüz yerde sanarak yaşayabilirdiniz, diğer duyularınızı da görme duyusunun bu yapılanması ile uyumlu hale getirerek bir yaşamı aslında çevrenizde yaşama dair hiç bir şey olmadan duyularınızla deneyimleyebilirdiniz. Duyular böyle çok özellikli, ve tam anlamı ile kullanmaya başladığımızda varlığımızdan oldukça fazla keyif ve mutluluk duyacağımız, zevk alacağımız özelliklerde yapılardır.
Karar Verme Mekanizması olarak çalışan ve kararlarınızı alırken bütün bilgi ve tecrübelerinizden faydalanarak ortak bir sonuca varıp, size hemen bilgi vererek hangi konuda kararlar vermenizi, sizin o ilgili konu hakkında verebileceğiniz kararların neler olduğunu bilen ve size bildiren bir duyusal özelliğinizin olduğunu söylesem, kendinizi incelediğinizde bunu hissedebilir misiniz? Karar verme konusu oldukça zahmetli bir durum değil mi? Bu kadar çabuk ve hızlı verebilmek nasıl mümkün oluyor peki?
İşte bu denli kıymetli özelliklerimizin Dünya hayatında farkında olmadan yaşamak konusu, üzerinde oldukça düşünülmesi gereken bir sorundur? Ancak telaşa kapılmadan elimizde olanları değerlendirerek bu bilgileri edinmiş olmanın bizlere kattığı üstünlüğü de bilerek ve denildiği gibi gerek Dünya hayatında, gerek başka hayatlarda da olmak üzere bizleri herşeyden koruyacak olan koruma mekanizmalarımızı sağlamlaştırmak bütün zihinsel sorunlarımızı çözecektir ve zamanla da gerçek özgürlüğümüze kavuşacağızdır.