Oyuncular; Mehmet Günsür, Belçim Bilgin, Altan Erkekli
Yönetmen; Ömer Faruk Sorak
Tür; Romantik, Dram
Konusu; Film, aynı hastanede doğan ve aynı mahallelerde çocukluklarını geçirmiş olan iki çocukluk aşkının, 25 yıl sonra yeniden bir araya gelmeleri ile gelişen duygu yüklü olayları konu almaktadır.
Özeti; Özgür ve Deniz, Ankara'da aynı gün ve saatlerde aynı hastanede Dünya'ya gelen iki bebektir. Hatta onlara hamile olan annelerinin bulunduğu arabalar bile çarpışmışlardır ve Deniz, bu sayede sağlıklı bir şekilde doğabilmiştir. Yaşanan bu olaylardan habersiz bir şekilde büyüyen Deniz ve Özgür, aradan geçen yıllar sonrasında Deniz'in dedesinin Özgür'ün yaşadığı mahallede oturması nedeni ile tanışma fırsatı bulacaklar ve babası fotoğrafçı olan Özgür ile Deniz, bir çocukluk aşkı olarak birbirlerinden hoşlanmaya başlayacaklardır. Oldukça saf ve temiz duygularla birbirlerini seven bu iki çocuk, aradan 25 yıl geçtikten sonra Özgür'ün babasından kalan eski resimleri bir sanat galerisinde gösterime sunduğu sırada sevgilisi Burak ile tartışan Deniz, bu galeride kendi çocukluk resmini görecek ve Özgür ile yeniden bir araya gelmiş olacaklardır.
Ancak Deniz, resmin kendisine ait olduğundan bile tam emin olmamakla birlikte Özgür'ü de tanımamıştır. Ama Özgür, resmin kendisine ait olduğunu söyleyen Deniz'i hatırlamıştır ve sonraki günlerde buluşmak için randevulaşmışlardır.
Sonrasında ev arkadaşı ile Özgür hakkında konuşan Deniz, Özgür'ün gösterime sunduğu resimlerle ilgili bilgileri okurken hayatından bazı kesimleri duyunca O'nu hatırlayacak ve çocukluğundan kalan günlükte Özgür'e ait yazılar bulacaktır.
Deniz, çocukken Özgür'e çok aşık olmuştur ve O'nun dikkatini çekebilmek için bisikletinin önüne atlayarak kendisini yaralamıştır ve bu sırada Özgür'de yaralanmıştır. Ancak bu kaza sonrasında Özgür'ün de hayatı boyunca üzerinde taşıyacağı bir hastalığı ortaya çıkmıştır. Kalp ritim bozukluğu olan Özgür, artık daha dikkatli yaşamak zorundadır ve bu konuda ailesi de oldukça titiz davranmaya başlamıştır. İstediği gibi bir hayatı yaşayamamaktan şikayetçi olan Özgür, müzik ile uğraşmak istemesine rağmen hastalığı nedeni ile müziği bırakmak zorunda kalmış ama sonunda İstanbul'a giderek sanat fotoğrafçısı olarak ün yapmıştır. Aynı dönemlerde oyuncu olmak isteyen Deniz'de İstanbul'a gitmiştir ve bu yolculuk sırasında ileride sevgilisi olacak olan Burak ile tanışmıştır. Burak bir iş adamıdır ve ailesi de Deniz'in oyuncu olmasından rahatsızdır.
İlerleyen günlerde Deniz'in Burak ile olan ilişkilerinde sorunlar olmaya başlayacak ve sonrasında Deniz, Özgür ile karşılaşacaktır. Özgür ile yıllar sonra bir araya gelmelerinden sonra eski anılarından bahsedecekler ve birbirlerini ne kadar sevdiklerini hatırlayacaklardır.
Ayrılıkları ise birden bire olmuştur. Deniz'in babası annesini aldatınca evlerini taşımak zorunda kalmışlardır ve onlarda bu olay sonrasında bir daha görüşememişlerdir. Ancak 25 yıl sonra bir araya gelince yeniden aşkları alevlenecek, kendilerine engel olamadıkları bir çekim ile birbirlerine yeniden bağlanacaklardır. Deniz'in sevgilisi olan Burak ise bu dönemlerde bir iş seyahatindedir ve Deniz, artık Özgür'e aşık olmuştur.
Artık Özgür ile aşklarını birbirlerine itiraf ederek, birlikte oldukları günün sonrasında Burak ile görüşüp her şeyi bitiren ve başkasına aşık olduğunu söyleyen Deniz, o akşam Ankara'da tiyatro oyununa gidecektir. Bu sırada Özgür ise uzun zamandır ertelediği doktor randevusuna gitmiştir ve doktor O'na acilen hastaneye yatması gerektiğini söylemiştir. Kalbinden rahatsız olan Özgür, oldukça zor nefes almaktadır ancak bu durumu Deniz'e açıklamak için son bir kaç saatliğine doktordan izin alarak Deniz'in bulunduğu tiyatroya gidecektir. Tiyatroya girdiğinde sahnede Deniz'i gören Özgür, kalp rahatsızlığı nedeni ile salonda daha fazla duramayacak ve nefes almakta zorlanarak dışarı çıkıp doktorunu aramaya çalışacaktır.
Ancak bu sırada tiyatronun önünde kriz geçirecek ve yağmurlu havada bayılacaktır. Tamda bu sırada Deniz'in yanına gelmek için taksiden inen Burak, yerde tanımadığı Özgür'ü görecek ve taksiye alıp hastaneye götürecektir.
Tiyatro oyunu biten Deniz, Özgür'ün cep telefonunu arayınca Burak ile konuşacak ve hastaneye gittiklerini öğrenince acilen tiyatrodan çıkarak üstünü bile değiştirmeden arabası ile yola çıkacaktır. Ancak yolda büyük bir kaza geçirecek ve Deniz'de hastaneye kaldırılacaktır.
Diğer tarafta Özgür, kalbi ile bir yaşam mücadelesi vermektedir ve Deniz'de kaldırıldığı hastanede hayatını kaybedecektir. Ancak Deniz'in organlarının bağışlanması söz konusu olacak ve Özgür için gereken kalp Deniz'den alınacaktır ve Deniz'in kalbi Özgür'e nakledilecektir. Böylelikle Özgür, sevdiği kadının kalbi ile sağlıklı bir hayata başlayacaktır. Şebnem Ferah'ın oldukça etkileyici sesi ile seslendirdiği '' Hoşçakal '' isimli şarkısının eşliğinde Özgür'ün Deniz'den kalan resimlere bakması ile film son bulur.
Kaset çalarlardan, çocuk oyunlarına kadar bir çok güzel hatıranın işlendiği, çocukluklarıyla başlayan aşklarının yıllar sonra kaldığı yerden devam etmesi gibi bir kaderi yaşayan iki insanın son derece hüzünlü ayrılıklarına tanık olacağınız, filmin son sahnelerinde gözlerinizin dolmasının muhtemel olduğu ve aynı zamanda film müzikleriyle de dikkat çekici Türk romantik dram filmidir.
Konusu; Film, aynı hastanede doğan ve aynı mahallelerde çocukluklarını geçirmiş olan iki çocukluk aşkının, 25 yıl sonra yeniden bir araya gelmeleri ile gelişen duygu yüklü olayları konu almaktadır.
Özeti; Özgür ve Deniz, Ankara'da aynı gün ve saatlerde aynı hastanede Dünya'ya gelen iki bebektir. Hatta onlara hamile olan annelerinin bulunduğu arabalar bile çarpışmışlardır ve Deniz, bu sayede sağlıklı bir şekilde doğabilmiştir. Yaşanan bu olaylardan habersiz bir şekilde büyüyen Deniz ve Özgür, aradan geçen yıllar sonrasında Deniz'in dedesinin Özgür'ün yaşadığı mahallede oturması nedeni ile tanışma fırsatı bulacaklar ve babası fotoğrafçı olan Özgür ile Deniz, bir çocukluk aşkı olarak birbirlerinden hoşlanmaya başlayacaklardır. Oldukça saf ve temiz duygularla birbirlerini seven bu iki çocuk, aradan 25 yıl geçtikten sonra Özgür'ün babasından kalan eski resimleri bir sanat galerisinde gösterime sunduğu sırada sevgilisi Burak ile tartışan Deniz, bu galeride kendi çocukluk resmini görecek ve Özgür ile yeniden bir araya gelmiş olacaklardır.
Ancak Deniz, resmin kendisine ait olduğundan bile tam emin olmamakla birlikte Özgür'ü de tanımamıştır. Ama Özgür, resmin kendisine ait olduğunu söyleyen Deniz'i hatırlamıştır ve sonraki günlerde buluşmak için randevulaşmışlardır.
Sonrasında ev arkadaşı ile Özgür hakkında konuşan Deniz, Özgür'ün gösterime sunduğu resimlerle ilgili bilgileri okurken hayatından bazı kesimleri duyunca O'nu hatırlayacak ve çocukluğundan kalan günlükte Özgür'e ait yazılar bulacaktır.
Deniz, çocukken Özgür'e çok aşık olmuştur ve O'nun dikkatini çekebilmek için bisikletinin önüne atlayarak kendisini yaralamıştır ve bu sırada Özgür'de yaralanmıştır. Ancak bu kaza sonrasında Özgür'ün de hayatı boyunca üzerinde taşıyacağı bir hastalığı ortaya çıkmıştır. Kalp ritim bozukluğu olan Özgür, artık daha dikkatli yaşamak zorundadır ve bu konuda ailesi de oldukça titiz davranmaya başlamıştır. İstediği gibi bir hayatı yaşayamamaktan şikayetçi olan Özgür, müzik ile uğraşmak istemesine rağmen hastalığı nedeni ile müziği bırakmak zorunda kalmış ama sonunda İstanbul'a giderek sanat fotoğrafçısı olarak ün yapmıştır. Aynı dönemlerde oyuncu olmak isteyen Deniz'de İstanbul'a gitmiştir ve bu yolculuk sırasında ileride sevgilisi olacak olan Burak ile tanışmıştır. Burak bir iş adamıdır ve ailesi de Deniz'in oyuncu olmasından rahatsızdır.
İlerleyen günlerde Deniz'in Burak ile olan ilişkilerinde sorunlar olmaya başlayacak ve sonrasında Deniz, Özgür ile karşılaşacaktır. Özgür ile yıllar sonra bir araya gelmelerinden sonra eski anılarından bahsedecekler ve birbirlerini ne kadar sevdiklerini hatırlayacaklardır.
Ayrılıkları ise birden bire olmuştur. Deniz'in babası annesini aldatınca evlerini taşımak zorunda kalmışlardır ve onlarda bu olay sonrasında bir daha görüşememişlerdir. Ancak 25 yıl sonra bir araya gelince yeniden aşkları alevlenecek, kendilerine engel olamadıkları bir çekim ile birbirlerine yeniden bağlanacaklardır. Deniz'in sevgilisi olan Burak ise bu dönemlerde bir iş seyahatindedir ve Deniz, artık Özgür'e aşık olmuştur.
Artık Özgür ile aşklarını birbirlerine itiraf ederek, birlikte oldukları günün sonrasında Burak ile görüşüp her şeyi bitiren ve başkasına aşık olduğunu söyleyen Deniz, o akşam Ankara'da tiyatro oyununa gidecektir. Bu sırada Özgür ise uzun zamandır ertelediği doktor randevusuna gitmiştir ve doktor O'na acilen hastaneye yatması gerektiğini söylemiştir. Kalbinden rahatsız olan Özgür, oldukça zor nefes almaktadır ancak bu durumu Deniz'e açıklamak için son bir kaç saatliğine doktordan izin alarak Deniz'in bulunduğu tiyatroya gidecektir. Tiyatroya girdiğinde sahnede Deniz'i gören Özgür, kalp rahatsızlığı nedeni ile salonda daha fazla duramayacak ve nefes almakta zorlanarak dışarı çıkıp doktorunu aramaya çalışacaktır.
Ancak bu sırada tiyatronun önünde kriz geçirecek ve yağmurlu havada bayılacaktır. Tamda bu sırada Deniz'in yanına gelmek için taksiden inen Burak, yerde tanımadığı Özgür'ü görecek ve taksiye alıp hastaneye götürecektir.
Tiyatro oyunu biten Deniz, Özgür'ün cep telefonunu arayınca Burak ile konuşacak ve hastaneye gittiklerini öğrenince acilen tiyatrodan çıkarak üstünü bile değiştirmeden arabası ile yola çıkacaktır. Ancak yolda büyük bir kaza geçirecek ve Deniz'de hastaneye kaldırılacaktır.
Diğer tarafta Özgür, kalbi ile bir yaşam mücadelesi vermektedir ve Deniz'de kaldırıldığı hastanede hayatını kaybedecektir. Ancak Deniz'in organlarının bağışlanması söz konusu olacak ve Özgür için gereken kalp Deniz'den alınacaktır ve Deniz'in kalbi Özgür'e nakledilecektir. Böylelikle Özgür, sevdiği kadının kalbi ile sağlıklı bir hayata başlayacaktır. Şebnem Ferah'ın oldukça etkileyici sesi ile seslendirdiği '' Hoşçakal '' isimli şarkısının eşliğinde Özgür'ün Deniz'den kalan resimlere bakması ile film son bulur.
Kaset çalarlardan, çocuk oyunlarına kadar bir çok güzel hatıranın işlendiği, çocukluklarıyla başlayan aşklarının yıllar sonra kaldığı yerden devam etmesi gibi bir kaderi yaşayan iki insanın son derece hüzünlü ayrılıklarına tanık olacağınız, filmin son sahnelerinde gözlerinizin dolmasının muhtemel olduğu ve aynı zamanda film müzikleriyle de dikkat çekici Türk romantik dram filmidir.