Aslında bütün bu erdemsel özellikleri uzun süre ve gerçek anlamda yaşatmakla duyusal özellik şeklinde kendi varlıklarınızda yapılandırmanız mümkün olmaktadır. Erdemler yapı itibarı ile oldukça etkili ve var olmayı kıymetlendiren, varlıksal alanlarımızı düzene sokan bilgiler bütünlüğüdür ve bu şekilde yapılanmış bilgiler, kendi kendine uzun süre varlıklar tarafından uygulama haline sokulunca, bilginin uygulayıcısı olan varlık, uyguladığı bilginin iyi bilgi ve erdem olması nedeniyle bu bilgi türlerinin belirli bir süre varlıkla bütünleşmesi ve bu bilgi çeşitlerinin de bütünleşmesi demek, bilgileri aynen varlıkta yaşatan özellikleri olması anlamına gelir ki, buda işte duyu anlamını ortaya çıkarır.
Bu bilgileri uzun süre uyguladığımızda duyu olması otomatikman ortaya çıkan bir sonuç olarak varlıksal alanlarımızda yapılanır. ( Dünyasal yaşam için geçerli olan bir örnektir ) Varlıksal alanlarımızdaki enerjiler bu bilgilerin yapılarına göre bir oluşum içine girer ki, işte duyunun enerjetik oluşumu da içeriğindeki erdemin bilgisine göre bu şekilde yapılanmış olur. Ancak bu kolay ve kısa bir süreç olmamakla birlikte, gerçek bir sanatçının sanat ile ilgili yıllarını verdiği bu uğraşı nedeni ile sanat erdemsel özelliği, duyusal özelliğine dönüşmüştür şeklinde örnekle nasıl çalışmalar sonrasında erdemlerin duyulara dönüşebileceğini açıklamış oluruz.
Bir hakimin uzun süre adaletle ilgili olması nedeniyle oluşan duyusal özelliği yüzünden yaşamının her alanında adaletli davranma gereksinimi duyar, bir öğretmenin uzun yıllar çalışması ve bunu duyu olarak yapılandırması yüzünden kendisini her an öğretme ilgili olarak bir yaşam anı içinde bulur, bunu ister, doğal bir itilim olarak yaşar. İşte bu erdemlerin bizlerle bütünleşmiş sonuçlarıdır duyular ve bu özellikleri ile varlıksal alanlarımız için oldukça faydalı çalışmalardır. İşte sevginin içeriğindeki erdemlerin hepsini de uzun süre uygulamanız sonrasında onların duyu olmasını sağlayabilirsiniz ve sonrasında sevginin kendisi olma imkanlarını yakalarsınız... Ne mutlu...
