Bir Anekdot: Gördüğüm, Duyduğum, Hissettiğim Şeylerin Tek Gerçek Olduğuna İnanmak Gibi Yetersiz Bir Görüşü Kullanmak...
Duyular gerçek olarak tanımladığı şeyleri bilgiler yoluyla varlığa aktarır ve varlıkta bu gerçekliği tanımlar ve yaşar. Gerçeklik tamamen varlığın bilgi ve tecrübelerinin bir sonucu olarak kabul ettiği yaşamsal bilgiler ve anlamlar bütünlüğünün tanımlanması yoluyla ortaya çıkarılan hakikatlerdir. Görebildiğin, duyabildiğin, farkındalık şeklinde var olabildiğin alanların, yaşamların gerçek olduğunu sanarak yaşamak, gerçekliği duyuların algıladığı şekilde tanımlamak zorunluluğunu ortaya çıkarır, oysaki gerçeklik, varlığın kendisinin kabul ettiği, bilgiler ve oluşumlar olarak açıklamasını yapabileceği şekilde bir tanımlama ile açıklanmalıdır. Bu şekilde varlıkların sadece duyuları ile elde ettiği bilgilerin sınırlandırmaları olmadan tanımlanan bilgiler ve anlamlar bütünlüğünü ifade eden alanlarla ilgili bir kavram olmalıdır.
Mesela, birine sorsak O'nun gerçeklik bilgisinin ne olduğunu, O'nun için gerçeklik sadece duyuları ile algıladığı ve fark edebildiği, bilgisine duyuları yoluyla ulaşabildiği şeylerin bütünlüğünden oluşan hakikatler, anlayışlar, tanımlamalardır diyebiliriz, bu tanıma göre de Dünya hayatı benim gerçekliğim diyebilir.
Ama başka biri için gerçeklik, sadece duyuları ile elde ettiği bilgilerin sonuçlarından yola çıkarak tanımlanmaz, duyuların dışında felsefi doğrular ve mantıklı ve ispatlanmış bilgilerle, sebepler ve sonuçlar gözlenerek üzerinde derinlemesine yapılan çalışmaların sonuçları ile, ve bu sonuçlar ve bilgiler sonrasındaki gözlemleri kendisinde bir gerçeklik tanımı ortaya çıkarır ve bu, duyularının normalde algıladığının çok çok başka şekilde tanımladığı bir gerçeklik olabilir, çok mümkün. Bir bedende hapis olduğu mesela, gitmesi gereken bir yer olduğu, bu Dünya'nın geçiciliği, ölümden sonrası ile ilgili tanımlayabildiği hakikatleri O'nun gerçeklik olarak neyi anladığını ve algıladığını ortaya çıkarabilir. O'na göre kendisi ruhsal bir enerjidir ve bu şekilde bir gerçekliğin bilgisini yaşamaktadır, diğerine göre O sadece insandır, O'da bu şekilde bir gerçeklik bilgisini yaşamaktadır. Başka birine göre Dünya bir simülasyon, bir diğerine göre ise bir yanılgı...Dolayısı ile aslında gerçeklik bilgisi, varlıkların kendilerinin karar vereceği şekilde düzenlenmektedir ancak bu sadece duyulardan elde edilen bilgiler yoluyla olmamalıdır. Gördüğüm, duyduğum, hissettiğim şeylerin tek gerçek olduğuna inanmak gibi yetersiz bir görüşü kullanmak, donanımlı zihinlerin onaylayamayacağı bir tanımlama şekli olur.