25 Haziran 2022 Cumartesi
Sevgi Yasakları: İhanet Nedir?, İhanetin Zararları, İhanetin Felsefi Tanımı, Verilen Sözlerin Arkasında Durmamak Ne Demektir?
Sevgi Yasakları: İhanet Nedir?, İhanetin Zararları, İhanetin Felsefi Tanımı, Verilen Sözlerin Arkasında Durmamak Ne Demektir?
İhanet için verilmiş bir söz, uyulması gereken bir durum, karar verilmiş bir konuya uyma bağlılığı gereklidir ve ihanet etmek, bu gibi durumlara uyacağını, yaşayacağını, içinde olacağını söyleyerek, söz vererek, belki de bir şekilde anlaşmalarla tastikleyerek, bilgilerle onaylatarak sonrasında bunlara uymayarak bütün verdiği sözleri ve uymak için yaptığı şeyleri kabul etmemek, vazgeçmektir. Bu oldukça yanlış bir davranış biçimi olarak varlığın kendisine öz saygısını kaybetmesine neden olur ve yapılamayacak olan sözlerin verilmemesi gerekmektedir. Bu gibi davranışlar yasaktır.
İhanet, verilen sözlerin tutulmaması, bir alana yada kişiye güven vaat ettikten sonra bunun uygulanmaması gibi içeriğinde yalan ve sahteciliğin bolca yaşatıldığı tamamen varlıkları, alanları birbirlerine uzaklaştıran, aralarındaki güven unsurunu yok eden olumsuz bir eylemdir.
İhanet etmemek, verilen sözlerin arkasında durabilmek bir erdemdir ve içerisinde iradi bir çabanın da söz konusu olduğu, böyle obsedör bir yaşam alanı sisteminde uygulanması gereken erdemsel özellik olarak sayılır. Namus kavramı da bu tanımla benzerdir, verilen sözlerin arkasında durabilme yeteneğidir namus ve ihanet etmemekte, bir konuda, olayda bir güven unsuru oluşturduktan sonra bunun arkasında durabilmekte namuslu olmak şeklinde tanımlanır.İhanet bir çok alana yayılmış şekilde yaşamlarımızı etkileyen olumsuz bir eylemdir. Amacına ihanet, dostuna ihanet, sevgiliye ihanet, sevgiye ihanet gibi verilen sözlerin tutulmaması şeklinde bir çok durum ve konuya dağılmıştır ve bunun karşısında durabilmek için varlıklar yapamayacakları sözleri vermemelidirler. Çünkü bu söz veriş sonrasında durum genellikle tek taraflı olmaktan çıkarak başkalarını da etkilemekle ilgili olur ve ihanet içerisine girildiği zaman kendisinin zarar gördüğü gibi başkaları da zarar görür ve ihanet denilen olumsuz eylemi yaşatmak durumunda kalır... Bu yüzden en başından bu söz verme durumunu yaşatmamak gereklidir. Yoksa ihanet bir çok düzeni bozması anlamında oldukça kötü sonuçları olan olumsuz bir eylemdir.
Verilen söz, iradi bir çabayı gerektirdiğinden bu iradenin arkasında durabilmesi hakkında ilgili alanlar onun ihanet etmemesine ihtiyaç duyar ve ihanet kavramı tek taraflı olmaktan çıkar. Toplumsal şekilde yaşayan varlıklar olarak güven unsurunu yaşamlarımızda daima yaşatmalıyız ve ihanet gibi kişiliği yozlaştıran, varlıkların kendisine ve çevresine olan saygısını yitiren olumsuz eylemlerden uzak durmalıyız.Bir olumsuz eylemin muhattabı olmamak için gerekenler ne ise onları yapmalıyız. İhanet eden olmamak için gereken açıklamaları cesurca yapmalıyız, yada yapamayacağımız işlerle ilgili sözler vermemeliyiz. Toplumlar verdiği sözlerin arkasında durabilen varlıklara ihtiyaç duyar ve yalanlarla, ihanetlerle, namussuzluklarla ilgili olanlar yine bütün olumsuz eylemlerin muhattabı olan obsedör oluşumlar ve bilgilerdir ve bizler elimizden geldiğince bu olumsuzlukları yaşamlarımızdan, zihinlerimizden, kendi alanlarımızdan uzaklaştırmalıyız.
İhanet etmemek için elinden geleni dürüstçe yapman ihanet etmediğin anlamına gelebilir. Baskılar ve zorlamalar sonrasında artık dayanacak gücünüzün kalmadığı durumlarda yapılan eyleme ihanet denilmez. Bu durum karşısında elinizden geldiğinizce direndiyseniz ihanet etmiş olmazsınız. Ki bu istikrarlı duruş akabinde ihanet etmek istemeyen alan yada kişilere gereken destekleri verecek şekilde bir etkiyi açığa çıkarır.Erdemsel özellikler, bilgiler ve onların yaşatılması adına gereken çareleri, kendilerini yaşatırken ortaya çıkarırlar. İhanet etmemek ve buna çabalamak erdemsel bir davranıştır ve çaresi elbet bir şekilde ortaya çıkacaktır. İhanet kavramı obsedör oluşumların üzerinde en çok durduğu konulardan biridir, nitekim iyiliğe, sevgiye ihanet ettirmekle ilgili bir çok oluşum hazırlamışlardır. Amaca ihanet edilmesi, onların en çok arzuladığı şeylerden biridir ve bu olumsuz eylemin uygulanmaması için ihanet edildiği zaman nelerle sonuçlanacağı, akabinde nelerin olacağına dair yapılan incelemelerle olayın ciddiyeti yeniden yeniden algılanarak dayanılabilindiği kadar dayanmak gereklidir.
Bir ülkeyi yönetenin ülkesine ihanet etmesinin sonuçları çok çok ağır olacakken, evli bir çiftin birbirine ihanet etmesinin sonuçları da kendisine göre ağırlıkta olacaktır. İhanet, iyilikle ilgili olan bütün alanlara bu yaşam alanı sisteminde bulaşmak istemektedir, çünkü iyiliklerin temelinde düzen ve bir amaç, kavram, görüş vardır. Bu sebeple varlıksal oluşumlar kendileri için nelerin arkasında daima durulması gerekir şeklinde bir inceleme yaparak, bunların önem durumuna göre ihanet kavramını bu durumlara, olay ve konulara yaklaştırmamalıdırlar.Bu yaşam alanı sistemi içerisinde bir çok olumsuz eylemi yaşatan şekilde bir oluşumdur ve iyilikle ilgili olmak, bu olumsuzluklarla karşı karşıya mutlaka gelmek gibi bir sonucu doğuracaktır ve bu durumda ihanet etmemeniz gereken konu, inandığınız iyilik olacaktır. Bizler için önemli olan, çevremiz, toplumumuz için önemli olan hiç bir konuda ihanet kavramını yaşatmamalıyız ve aynı önemlilikte verdiğimiz bütün sözlerin arkasında durabilecek bir şekilde davranışlarımızı yapılandırmalıyız. Bu anlatılanlar şekliyle ihanet etmek, verilen sözlerin arkasında durmamak eylemleri tamamen yasaklanmıştır, yanlıştır, anlamsız ve gereksizdir.
Sevgi Yasakları: İğrençlik Nedir?, Aşağılamak Nedir?, İğrençliğin Nedenleri, Aşağılamanın Zararları, İğrençlik ve Aşağılamanın Felsefi Tanımı
Sevgi Yasakları: İğrençlik Nedir?, Aşağılamak Nedir?, İğrençliğin Nedenleri, Aşağılamanın Zararları, İğrençlik ve Aşağılamanın Felsefi Tanımı
İğrençlik, bir olayın yapı olarak görüntüsü ve algılanması sebebi ile itici ve kabul edilemez gelmesi durumudur. Hiç bir şeyi bu hale getirmemeliyiz, iğrenç şekilde tanımlanacak gibi bir oluşumu yaratmamalıyız, yaşamda iğrenç şekilde görünümler ve oluşumlar söz konusu olabilir, elimizden geldiğince bunların ortaya çıkmasını ve görünür olmasını engellemek ve yaşamlarımızda iğrençliklerin olmasına izin vermeyecek şekilde yaşamalıyız. Aşağılamak ise bir olayı kendisinden aşağı görerek yorumlama halidir ve yine kimse kimseyi hiç bir konuda aşağılamamalıdır. Bu iki olumsuz eylemde kendi anlamları ile oldukça gereksiz ve anlamsızdır uygulanması yasaklanmalıdır.
İğrençlik, varlıklarda rahatsız ediciliğe neden olan, göze, ortama, durumu tamamen ters ve itici şekilde bir yapılanmayla meydana getirilmiş oluşumlara denilmektedir ve bu gibi şeyler genellikle anlayışlarımızla ve duyularımızla temas ederek bizleri rahatsız etmektedir ve kimse bu gibi oluşumlar meydana getirmemelidir. Yanılgı yaşamının dışkı olarak meydana getirilmiş olan tuvalet gereksinimlerimizin bize iğrenç gelmesi, koku olarak, görüntü olarak, yapı olarak böyle algılamamız tamamen obsedörlerin kendi uygulamaları olarak düzenlenmiştir ve insan bedenlerinde yaşamsal özellik olarak yaşatılmıştır. İğrençlik, pis kokular, kötü görüntüler onlar için normalleşmiş ve benimsedikleri yaşam şekilleridir ve yaşam alanı sisteminde de bize bu şekilde bulaştırabildikleri kadar bulaştırmışlardır.Şu hiç mantıklı mıdır, senden sana iğrenç gelen bir şey nasıl çıkabilir? Bu durum neden iğrenç gelecek şekilde yapılanmıştır, oysaki çokta güzel kokabilir, rengarenkte olabilir, temizde olabilirdi, işte bunlar ve benzeri bir çok iğrenç yaşam örnekleri obsedörlerin uygulamaları olarak yaşamlarımıza karışmıştır ve biz, bu saatten sonra mecburi yaşamak zorunda olduklarımız dışında hiç bir şeyi başkalarına iğrenç gelecek şekilde oluşturmamalıyız, her zaman güzel, temiz, bakımlı ve düzenli olarak oluşumları meydana getirmeliyiz.Özellikle iğrençlik meydana getirecek oluşumlar yapmak obsedörlerin uygulamalarına destek vermek anlamına gelir ki, bizler için aslında hiç bir şeyin iğrenç gelmeyeceği şekilde bir anlayışımız, yaşam şeklimiz söz konusudur, olacaktır. İğrençlik gibi sıfatların yaşandığı bir yaşam, problemli bir yaşamdır ve bu özellikleri ile tamamen yasaktır. Mecburi bunu yaşamak zorunda olduklarımızı da mümkün olduğunca gizleyerek bizlerde özellikle iğrençlikler meydana getirmeyerek bu yasağın bilgisini uygulamış oluruz. İğrençlik, iğrençlikler oluşturmak, iğrençlikleri örnek göstermek, göz önünde tutmak ve benimsemek gibi bütün iğrenç gelen oluşumların yaşatılması, desteklenmesi yasaktır.
Aşağılamak ise hakaret halini almış şekilde başka şeyleri kendinden aşağı görerek bunu ona belirtmek eylemidir ve bu belirtme halinin aynı zamanda zarar verici ve dışlayıcı şekilde olması söz konusudur. Çünkü bunu belirten alan aşağılama eylemini uygulayarak bunu uyguladığı alandan kendisini ayırıp üstte olmayı başarı, aşağıda olmayı başarısızlık gibi gösterip amacına ulaşmaya çalışmaktadır. Konu her ne olursa olsun başarılı olmak ve başarısız olmak şeklinde bir durumu yaşayan alanlar, yada benzer kıstaslarla yaşayanlar, kişiler bu şekilde ayrıştırıcı eylemlerle birbirlerine zarar vermemelidirler. Bu yaşam alanı sistemindeki bütün varlıksal oluşumlar kardeştir ve hiç bir şey diğerinden aşağı olacak şekilde bir düzen söz konusu değildir. Kendilerini üstün yada aşağı görenlerin bu gördükleri tamamen yanılsamadır. Hakikatte herkesin neyi varsa, nasıl durumda ise hiç fark etmeden hiç bir şeyden aşağıda değildir, üstünde değildir, eşittir ve bu kesinlikle değişmeyecektir. Aşağılamak, alanları, kişileri, hayvanları yada her şeyi aşağıda, öteki görmek, dışlamak, bu şekilde kendisini değerli göstermek gibi olumsuzluk yaratan eylemler tamamen yanlıştır, kesinlikle yaşatılmamalıdır. Bu iki eylemde sevgiyi yok eden olumsuz eylemler olarak kesinlikle yasaktır, yaşatılamaz, uygulanamaz, yaşatılması doğru bulunamaz.Sevgi Yasakları: Şiddet ve Eğilimi Nedir?, Öfke ve Kavga Etmek Nedir?, Neden Öfkeli Olunur?, Neden Kavga Edilir?, Şiddet Eğilimi, Öfke ve Kavga Etmenin Zararları, Şiddet, Öfke ve Kavganın Felsefi Tanımı
Sevgi Yasakları: Şiddet ve Eğilimi Nedir?, Öfke ve Kavga Etmek Nedir?, Neden Öfkeli Olunur?, Neden Kavga Edilir?, Şiddet Eğilimi, Öfke ve Kavga Etmenin Zararları, Şiddet, Öfke ve Kavganın Felsefi Tanımı
İki türlü şiddet kavramı yaşatılmaktadır ve bunlardan biri davranışsal ve yaşamsal özellikleri bozucu olan şiddetli uygulamalardır, diğeri bir oluşumun yapısındaki verimliliği ve çok etkileme özelliğini arttırmakla ilgili olan şiddettir. Daha şiddetli yapmak demek, onun çok daha etkili bir şekilde çalışması anlamını ortaya çıkarmaktadır. Bu yasak bilgisi davranışsal ve yaşamsal özellikleri bozucu olan şiddetten bahsetmektedir.
Şiddet, sarsıntılar, şoklar, ilgili olan alanda bozulmaların sağlanmasına yol açması şeklinde gösterilen ve zarar verici özelliği ile yapılanmış hareketler, uygulamalardır. Öfke de şiddetin bir reaksiyon şeklinde dışa vurum halidir. Öfkelenildiği zaman genellikle yanlış şeyler yapılır. Öfke, gerçekleri görmeyi engeller. Öfke içinde iken yapısal hal, bir reaksiyon hali içinde bulunarak ve bunun içine heyecanlar ve moralsizliğinde eklenmesi ile hakikati bulmak konusunda çaresizlik yaratır. Bu yüzden öfkeye neden olan durumlarda gözlenerek bütün oluşumların yapısından uygulanması yasaklanır. Ve bu iki olumsuz eylemin bir sonucu olarak kavga etmekte yasaklanacak bir olumsuz eylemdir. Kavgadan uzak durularak barışların yolu aranmalıdır.
Şiddet, bir tepki durumudur ve varlıklar için kullanılan şiddet tanımı zarar vericilik özellikleriyle yaşanır, yaşatılır. Çevremizdeki her şeyin enerjiden oluştuğunu bilerek ve bu enerjilerin bizim kendi varlıksal alanlarımıza ait enerjiler olduğunu da unutmadan ve bundan önceki yazımızda söylediğimiz gibi en küçük mikro organizmanın bile bizimle aynı konumda olduğu gerçeği de su an yerinde olarak bir ifade olacaktır ve sana durağan gibi gelen sahte görünümlü maddi halin arkasında aslında varlıksal bir enerjetik oluşumun olduğunu daima hatırlayarak, çevrendeki her ne olursa olsun, o şeye karşı bir olumsuzluk yaratmamalısın ve yaşattığında, ki şiddet bunun için en iyi örnektir, bir kere en başından bu enerjetik oluşuma zarar vermiş olmaktasın ve onun hiç bir suçu ve bunu hak edecek sebebi de yokken... Sende aynı durumdasın, şiddetin merkez kaynağı olsan da bunu sende hak etmiyorsun ancak senin yapabileceklerin var bu sorun için ve kararlarınla sen şiddetli olacak zarar vereceksin yada olmayacak bu zarar vericiliğin içerisinde yer almayacaksın...Şimdi karşımıza bir amaç için yapılmış orta boylarda bir kule koyalım ve ona şiddetli davrandığımızda yıkılması ve davranmadığımızda, sevgiyle yaklaştığımızda güzelleşmesi şiddetin savunulacak yada benimsenecek bir tarafının olmadığının çok basit bir göstergesidir. Aleni bir şekilde düzensizlik kaynağıdır ve şiddetli bir mizacı kendisinde yaşatmayı benimseyenler bu haliniz kesinlikle yanlıştır, bunun son bulması için öncelikle bu benimseyişten vazgeçmelisiniz ve kendinizi bu konuda incelemeli ve gereken şekilde şiddet olumsuz eylemini kendinizde, zihninizde, yaşadığınız alanlarda yasaklamalısınız. Yaptığımız hataların bir çoğu bizlere bu yapılanların normal, olabilir şeklinde bir bilgi ile alıştırılmasıyla da bunların uygulanması açısından bir sebep olarak görülebilir. Yani ''kızını dövmeyen dizini döver,'' gibi deyimlerin bu durumu normalleştirmeye çalışması şeklinde durumlarla olumsuz eylemler normalleştirilmeye çalışılmıştır, lafa bak... Olacak iş değil, işte deyimlere kadar yansımış olumsuz bir eylemin normalleştirilme çalışmasıdır bu ve bir çok insan bu deyimi yerinde sanmaktadır.Ve benzeri bir çok deyimler, bilgiler ve geçmişten gelen, obsedör oluşumların empoze ettiği şiddeti ve olumsuzlukları destekleyen davranışlar, yaşam biçimleri tamamen yanlıştır, uygulanması sadece zarar verir ve şiddet kavramını sadece makinelerin çalışması sırasında yıkılması gereken duvarların olması gibi ihtiyaçları gidermek için kullanmalıyız, şiddet kavramı bu haliyle bizim işimize yarayan ancak varlıksal oluşumların uygulamasıyla tamamen olumsuz bir eylem olma halini alan, şiddetin uygulandığı kişilerde, alanlarda bir çok sorunların ortaya çıkması, zihinsel ve psikolojik olumsuz etkileri sağlaması gibi benzeri olumsuzluklara neden olan olumsuz bir eylemdir. Şiddet, bunu yaşam tarzı haline getirmiş olanların dışında genellikle öfkelenmenin akabinde yaşatılmaktadır ve bu gibi durumlar yaşayan varlıkların neden öfkelendiklerini, öfkeye sebep olan konuların önemlilik derecesini o an durup düşünmesini istiyorum...Hiç birşey şiddeti yaşatmamasından önemli değildir öyle durumlarda.. Şiddet ile sonucun değişmesi gibi durumlar elbet olabilir ancak bizim için önemli olan sonuçlar değildir, içeriğinde yaşatılan şiddet varken... Şiddetle elde edilmiş başarıya başarı diyemezsin, başarılı olmak çalışma gibi bir erdemin sonucudur ( obsedörlere karşı takınılan tavırların durumu bu anlatılan yasağın dışındadır, obsedörler başka bir yaşam formudur ve yeri ve zamanı gelince onlara şiddetli davranmak savunma savaşı şeklinde bir durumu ortaya çıkarır, anlatılan şiddet yasak uygulaması insanlar arasındakidir...) ve içeriğinde sevgiyle uyumlu davranışların olması şeklinde diğer erdemlerle de ilişkili olarak yaşatılır. Erdemlerin içerisinde olumsuz eylemleri yaşatarak başarılı olamazsın, nitekim başarı sonuçla ilgili değil, sonuca ulaşırken elde edilen bilgi ve tecrübelerle sağlanır. Yani sonunda büyük para kazandın yada başka bir şey oldu ama başarılı olmak, o sürece gelene kadar çalışan alanda yaptığı değişikliklerle ilgilidir ve içeriğinde olumsuz eylemleri yaşatan başarılara başarı diyemeyiz.
Bu ve benzeri gibi örneklerle de açıklanabilen şiddet ve öfke kavramları, kesinlikle yanlış bir davranış biçimidir. Öfke, enerjetik bir reaksiyonun yaşatılması şeklinde etkilerle ortaya çıkmaktadır. Sanki öfke adında bir enerjinin varlığa gelmesi gibi bir oluşumla onu varlıksal olarak olumsuz reaksiyonlar göstermeye iter ve akabinde düşüncelerini de yönlendirir ve bu durum da, yine obsedör tesirlerin etkileri ile yaşanan olumsuzluklardır ve bunun çözümü hemen neden öfkelendiğini, bu öfkenin amacının ve başlama nedenlerinin ne kadar gereksiz olduğunu düşünerek kendinizi sakinleştirmek, bu gibi enerjetik oluşumların sizlerde yer bulmasına izin vermemek, bir kaç tetikleme sonrasında etkisini kaybeder öfke reaksiyonları ve bu süreçte kendinizi bu şekilde sorgulamalı, olayın farkında olmalı, sonucunun sizi şiddete teşvik edici bir amacının olduğunu da bilerek öfkenin olumsuz bir eylem olduğunu ve sizinle ilgili olmadığını, sizin sukünet içindeki varlıksal oluşumunuzu etkileyen obsedör etkilerin sebebi olduğunu bilip, öteleyerek zamanla artık öfkelenmenin de çok saçma olduğunu anlamalı ve kendinizde yasaklamalısınız...Mesela öfkeyle geçen zaman ile öfkesiz geçen zaman arasındaki farkı inceleyerek, o zamanı öfke ile geçirirsen kayıp seninle ilgili olacak sonucunu görebilir ve o zamanı öfkesiz bir şekilde geçirirsen kazanç yine senin olacaktır şeklindeki bu iki tercihten sevgiyi seçerek, mecburen geçecek olan zamanını güzel geçirmekle ilgili olabilirsin, buda bir bakış açısı ve uygulama hali şeklinde seni olumlu yönlendiren felsefe olarak kendinde yaşatabilirsin.. Yoksa geçen zaman içinde öfke ve şiddet ile yaptıkların hiç bir kazanç elde etmene neden olmadan, ve o zamanda görmen gereken bir çok güzelliği ve bilgiyi algılamana engel olan özellikleri ile sana, çevrene, ilgili olan her yere zarar verir... Bir yerde düzensizlikleri meydana getirecek bütün hareket, davranış ve oluşumlardan sakının...Bu olumsuzlukların sonucu olan kavgalar ve şiddetli tartışmalarda öfkenin, şiddetin birlikte çalıştığı ortakları gibi yaşatılan başka olumsuz eylemler olarak varsayılır... Sorunlar ne ise şiddet içermeden, öfkeli davranmadan ve kavgalar olmadan halledilmelidir, zaten bu şekilde sorunlara çare bulunamaz... Bu açıklamalar ile şiddetli davranışlar, öfkeli davranışlar, kavga etmeler sevgiye ters olan özellikleri ile gereksiz, yanlış, zarar verici ve yasaklanması gereken durumlar ve kavramlardır.
Sevgi Yasakları: Şehvet Nedir?, Şehvetin Zararları, Şehvetin Felsefi Tanımı
Sevgi Yasakları: Şehvet Nedir?, Şehvetin Zararları, Şehvetin Felsefi Tanımı
Şehvet: Olumsuz Eylemlerin Çekici Gösterilmesi Durumlarını
Şehvet, olumsuz eylemleri çekici gösteren, düşündüren, bildiren durumlar, bilgiler, olaylardır. Yani içeriğinde olumsuz eylemler olan şakaların güzel gelmesi şehvete kapılmakla ilgili olur. Her hangi bir şekilde olumsuz eylemler olarak adlandırılan tüm bilgilerin çekici, ideal, yaşanabilir olduğunun sanılması şehveti simgeler. Bütün olumsuz eylemlerin çekici, özenilir ve beğenilir gelmesi durumunu yaşatmak kesinlikle yasaktır.
Şehvet denilen kavram bildiğimiz bütün olumsuz eylemlerin bir zararı olmadığı yanılgısına varlıkları ve alanları iten, olumsuz eylemlerin içeriğinde, onların çekici görünmesi için erdemsel özellikte oluşumları yaşatarak, hem o erdemin içeriğini, yapısını ve sevgiyle ilgili olan uyumunu bozmaktadırlar hem de istedikleri olumsuz eylemlerin varlıklarda ve alanlarda yaşatılması için imkan yaratılar. Buda tabii ki obsedör oluşumların bir düzensizliği olarak yaşam alanlarımızda yaşatılmıştır.
Mesela sadizm, içerisine cinsellik eklenerek ve bu şekilde yaşanan cinselliğin zevk vermesi durumunun haz ve zevk verici olduğunun yanılgısı içinde varlıklar, sadistçe davranışlar ve hareketler içinde bulunarak cinsellik gibi çok büyük olumsuz eylemler karşıtı olan erdemi yozlaştırmışlardır, tecavüz, taciz gibi örneklerle de olumsuz eylemlerin en çok cinsellik kullanılarak varlıklara ve alanlara zarar verilmesi için içerisine yerleştirmişlerdir, kasıtlı olarak, bunların olması düşünülerek...İçeriğinde olumsuz eylemin yaşatıldığı cinsellik, birincisi gerçek erdemsel özelliğini yaşatamamaktadır ve akabinde sürekli olarak yaşatılan olumsuz eylemin başka olumsuz eylemleri de çekmesi, zamanla diğer olumsuzluklarında çekici gelmesi gibi zemini hazırlamaktadır ve amaç tamamen bu sürüklenişin içine varlıksal alanları sokmaktır.
Olumsuz eylemler olarak belirlediğimiz yasaklar anlam olarak, felsefe ve kavram olarak, amaç olarak, kattıkları ve etkileri anlamında da erdemlerden çok çok farklıdırlar ve bu kadar farklı olan iki davranışsal ve oldukça etkili sonuçlarla yaşatılan kavramlar, anlam olarak bir araya gelemezler. Acı çekmek zamanın memnuniyetsizlik içinde geçmesi ve geçen zamandan hiç bir şekilde keyif ve mutlu olamamayı ifade eden bedensel ve varlıksal bir negatif haller içinde bulunma durumudur ve mutluluk ise tam tersi olacak şekilde zamanın çok güzel ve memnun geçmesidir, zevkte aynı tanımla açıklanabilir ve bu birbirlerine zıt olan kavramları karıştırmak gibi saçma bir durumu yaşatanlar, kendileri gibi saçma olan obsedörlerdir ve bu saçmalık onların planlarıdır...
Bu kavramların birlikte olmaları, yaşanmaları gibi bir durumun yaşanması, ortaya karışık, anlamsız, erdemi bozan, olumsuz eyleminde amacını bir nebze yaşatıp sadizm gibi, taciz ve tecavüz gibi başka olumsuzlukların üretilmesini sağlayan, tamamen bir aldatmaca ve yanlışa düşürme oyunu olarak yaşam alanlarımızda yaşatılmıştır. İşte bu tanımlardan anlaşıldığı gibi olumsuz eylemler olarak belirlediğimiz kötü bilgilerin, yasakların bizlere çekici gelmesini sağlayan şeyler söz konusu olamaz.Çekicilik bizler için erdemsel özellikleri içeriğinde barındırması ile söz konusu olabilir, nitekim bizler yok olma hali yaşayan yaratıklar değiliz ve bizlerin özünde bu gibi olumsuzlukları beğenmek ve bu şekilde bir yaşamdan haz almak gibi algılar ve anlayışlar yoktur. Yasak bilgileri başka bir yaşam halinde bulunan yaratıkların kendilerinde yaşattıkları ve onlara göre bulundukları alanlara uygun olan özelliklerde kavramlar, bilgilerdir... Erdemsel bilgiler ve özellikler o halin içerisinde olamazlar, giremezler yani hale, yapısı ve bulunma hali olarak terstir...
Yani bir sebebi mesela, erdemsel bilgiler kendilerini zaman duyusal özelliği olan bir varlığın bulunduğu alanlarda ancak gereken şekilde yaşatabilirler ve işte obsedörlerin zaman duyuları yoktur ve erdemler onların yaşam hallerine uygun değildir ve bizler içinde yasak bilgileri uygun değildir, tamamen anlamsal olarak incelediğinizde bütün erdemleri yok etmek amacındadırlar zaten... Bir araya getirilmesi de nasıl bir düşüncesizlik...Kötülükler, yasak bilgilerinin içeriğini oluşturan olumsuz eylemler, iyilikleri yok etmek amacında olan anlamları içermektedirler ve onların iyi olan, erdemsel olan, var olma hali yaşayan her şeyi yok etmek amacından başka bildikleri bir şey yoktur. Düzenlere düzensizlik getirmektir içeriğindeki bilgilerin genel amacı... Oysaki iyiliklerin, erdemlerin öyle değildir, erdemler kendilerini bulundukları alanlarda yaşatmakla ilgilidirler ve erdemlerin yaşatılmasının doğal sonucu olarak kötülükler yok olmaktadır, bu, erdemlerin onları amaç ve hedef almış şekilde bir yapılanmasından kaynaklanmamaktadır onlarda olduğu gibi...
Ama bu tanımda anlatılanları fark eden ben, bunun ciddi bir sorun olduğunu anlayarak bir çok anti obsedör, anti kötü bilgi, ve obsedör savaşçı, kötülükleri özellikle yok etme amacında olan ve onlarla özellikle savaşan bilgiler ve erdemler ürettim ve bunların genel olarak ismi de anti obsedörlük kavramı çatısı altında diğer erdemlerle de birleşerek, hem hiç bir şekilde savunma içeriği bulunmayan erdemleri korumakla ilgilidirler, hem de obsedör oluşumları ve bilgileri yok etmekle ilgilidirler...
Ve olumsuz eylemlerin nasıl bir oluşum, bilgi hali olduğunu açıkladıktan sonra ve erdemlerinde aslında içeriğinde olumsuzlukların olmaması gerektiği şeklinde yaşatılması ile ancak gereken şekilde amacına uygun olarak yaşanabileceğini de belirterek, içeriğinde olumsuz eylem bulunan bütün iyi gibi görünen, çekici gelen, sempatik ve masum görünen şeyler kesinlikle şehvetsel bir durumu yaşatmak amacıyla hazırlanmıştır ve şehvet, bütün olumsuz eylemlerin çekici gelmesi ve yaşatılması adına gerekenleri düşündüren oluşumlardır, düşünce ve bilgilerdir...Ve bütün varlıksal alanlarda bu gibi durumlar, bilgiler, erdemlerle olumsuz eylemlerin birbirlerine karıştırılmaya çalışılması, yasakların çekici gösterilmeye çalışılması, işte bunları tanımlayan şehvet ve ilgili durumlar, olaylar, kavramlar kesinlikle yasaktır...
Şehvet, obsedörlerin en büyük başka düzensizlikleridir ve haz ve zevkler ve mutluluklar onlar için kullanılması en uygun erdemler olarak bulunurlar. Çünkü zevk kavramı, haz ve mutluluk gibi erdemler, kendilerinin yaşatıldığı sırada varlıksal oluşumlarda oldukça etkili ve rahat, olumsuz eylemlerin olumsuzluğunu örtecek şekilde bir etkiyi yaşatan özelliklerdedir ve bunu kullanarak aslında erdemin etkisini azaltıp, içerisine kendi pisliklerini katmışlardır...
Mesela, cinsellik yaşarken cinsel zevk alma halinde bulunan varlığa kırbaçla vurulduğunda kendisinin çektiği acı, aldığı zevkle karışır ve acı ve zevk birbirlerine çok tezat iki kavram olarak zevk acıyı hissettirmez ve yaşanan anlarda da bunu yaşayanlar, bu kırbaçın kendisine zevk verdiğini sanarak bir yanılgı ile bu durumdan zevk almayı kendince uygun görür ve yaşaya yaşaya artık zevklerini kırbaçlarla, acılarla bütünleştirmiş olarak sadizm denilen olumsuz eylemi doğalmış gibi yaşatılan bir durumla karşı karşıya kalır...Bu örneklerde olduğu gibi içerisine olumsuz eylemler karıştırılarak bir çok erdem yozlaştırılmaya çalışılmaktadır ve şehvet yasağı, bu yozlaştırmayı engellediği gibi aynı zamanda yanlış tanım ve algılarla da olumsuz eylemlerin çekici görünmesini sağlayan yalan bilgiler ve olaylardan da bütün varlıksal alanları korur... Olumsuz eylemlerin hiç biri kesinlikle içeriğinde çekicilik oluşturan bir sonucu varlıklarda yaşatmaz ve düzensizlikleri meydana getirmesi ile ilgilidir hepsi de...
Şehvet konusuna dikkat ediniz, arzularınızı, zevklerinizi, hayallerinizi, isteklerinizi kullanarak olumsuzlukları yaşatmak, işte şeytaniliğin nelerle uğraştığını gösterir özelliklerde bir tabloyu açığa çıkarır şekilde anlamları vardır bu söylediğim şeyin, onun gecesi gündüzü seni tuzağa düşürmekle ilgilidir ve bu uçmak zorunda olan kuşun uçma durumu gibi, onun için mecburi...
Bizler ise sadece kendimizi korumak ve savunmak ve onları uzaklaştırmakla ilgili olarak bir var olma hali içindeyiz. Onlar bizim peşimizde, biz hiç bir şeyin peşinde olmayacağız hiç bir zaman, sadece kendi ailemiz ve kendi yaşamlarımızdır ilgilendiklerimiz ve kendi sevgiyle uyumlu olan amaçlarımızın... Bu tanım size olumsuz eylemlerin çekici gelmesinin saçmalığını başka bir şekilde de açıklar özelliklerdedir.
Şu aklınızdan çıkmamalı...
Bir olumsuz eylemi uyguluyor olmanız, size ve çevrenize bir zararının olmadığını düşünmenize neden olabilir ve ilk olumsuz eylemin amacı, içsel olarak diğerlerini çağrıştıracak ve onlarında yaşatılmasını normalleştirecek zemini hazırlamaktır sizin zihninizde, bakış açınızda... O bilgi türleri de birbirlerini çeker ve bütün şeklinde erdemlere düşman bilgilerdir hepsi de, olumsuz eylemleri yaşatan bilgiler, yani yaşanan yer neresi ise işte onlar oradadırlar, örnek önce kindar olunur, sonra şiddet, sonra düşman, sonra hırsız şeklinde olumsuzluklar en küçüğünden varlıklar içerisinde yer edinerek diğerlerini de çekmek ve yaşatmak özelliklerindedirler. İşte şehvette kendi özellikleri ile bu olumsuzlukları çekici göstermek şeklindeki başka bir olumsuz eylemdir ve tamamen yanlış, yaşatılmamalı, gereksiz ve yasaklanmalıdır.
Sevgi Yasakları: Rahatsızlık Nedir?, Rahatsız Edici Olmak Ne Demektir?, Rahatsız Etmenin Zararları, Rahatsız Ediciliğin Felsefi Tanımı
Sevgi Yasakları: Rahatsızlık Nedir?, Rahatsız Edici Olmak Ne Demektir?, Rahatsız Etmenin Zararları, Rahatsız Ediciliğin Felsefi Tanımı
Rahatsızlık, bir varlığın yada oluşumun kendi normal olması gereken ve bu oluş hali ile kesinlikle mutsuzluğun söz konusu olmadığı, düzensizliğin söz konusu olmadığı, karışıklığın söz konusu olmadığı, anlamsızlıkların söz konusu olmadığı durumların söz konusu olması ile bu duruma rahat olmak dersek, rahatsızlık bu mutsuzluk, bu düzensizlik, bu karışıklık, bu anlamsızlıklardır ve buna etken sebepler söz konusudur. İlgili alanların zamanlarının istediği şekilde, düzenli ve yapısal ve özellikler açısından sorunsuz şekilde geçmesi ve halinden memnun olması rahat olduğu anlamını ortaya çıkarır ve işte bunlarda bir eksiklik olması rahatsızlığı şeklinde tanımlanır.
Ve sonuç olarak rahatsız edici bazı nedenler ortaya çıkar ve ilgili alana bu olumsuz eylemleri yaşatmaya başlar ve ilgili alan kendi yapısal durumuna ters şeyler yaşandığı için rahatsız olmaya başlar ve rahatsızlık bu halleri ile kesinlikle yasaktır. Bu doğrultuda bir varlığın zamanının kendisini mutlu edecek şekilde geçirmesi rahatlık, mutsuzluk sağlayacak şekilde geçirmesine de rahatsızlık dersek, kimse kimsenin zamanını mutsuz edecek şekilde bir hareket içinde bulunmamalıdır ve yasak olan böyle davranmak halidir. Hiç bir alan ve varlık rahatsız edilmemelidir.Rahatsızlığı zamanın kötü ve hiç memnun olmadığımız şekilde geçmesi haliyle daha iyi tanımlayabiliriz. Bu rahatsızlık konusu içerisine bir çok şey girebilir ve herkes için bu kavram farklılıklar göstermektedir. Kimine göre rahatsız edici gelen şey kimilerine göre gelmeyebilir ve bu ayrımı bilerek rahatsız edici olmamaya özen göstermeliyiz. Bu rahatsızlık konusu çok genel bir tabirdir ve yasakların arasında görmek size ilk başta garip bile gelmiş olabilir ancak bunun asıl sebebi, obsedörlerin bu konuyu bu tanımlandığı şekilde oldukça fazla kullanmalarıdır. Tesirler, rahatsız et şeklindeki bilgilerle yapılanmışlardır ve obsedörlerin obsede etmekle uğraştıkları varlıklarda en çok uyguladıkları yöntem O'nu rahatsız etmektir. Yanılgı alanının başlatılması ile varlıksal alana giren tesir, bir çok varlıksal bilgilere ulaşabiliyor ve bilgilerini edinen tesir, rahatsız edici şekilde neyi görüyorsa varlıkta bu etkileri yaşatmaya başlar.
Herkese göre farklı konular rahatsız edicidir ve çok genel olan bu kavramın kişiler ve alanlar için bir bütün şeklinde algılanarak rahatsız edici olmamak konusunda özen göstermeliyiz.
Bildiğimiz bütün rahatsızlık verici olabilecek şekildeki davranışlarımızı yada sebep olduğumuz şeyleri, ve bunların gerekliliği ve nedenlerini de düşündükten sonra, onun rahatsız olması mı? yoksa benim yapmam gerekenler mi şeklinde bir muhasebe sonunda onun rahatsız olmasının kendi kabahati olduğu ortaya çıkıyor ise, senin özellikli rahatsız edici olmakla ilgili olarak bir çaban yoksa ve yapmanız gerekenlerin sizin elinizde olmadan rahatsız edicilikleri varsa ve sizin için doğrular olan kavramlar başkaları için rahatsız edici yanlışlar gibiyse, ve bu gibi durumlara maruz kaldığınız rahatsızlıkları yaşıyor ve yaşatıyor iseniz, bizim burada bahsetmek istediğimiz rahatsızlık bunlar şeklinde olagelenler değillerdir.Şimdi bir sanatçı diyelim ki birini rahatsız eden bir sanat yaptı, yada ben, bir şey yazdım, ben O rahatsız oluyor diye bunu yazmamalı mıyım, işte hayır, bu gibi rahatsızlıklar bu bahsedilen yasağın konusundan farklıdır. Yasakta bahsedilen, seni özellikle rahatsız etmek için bir çalışma içine giriyorsam, senin rahatsız olmanı istiyorsam, rahatsızlık ile ilgili olarak bilinçli ve farkında ve başka sebeplerim olmadan hareketlerde, davranışlarda bulunuyorsam işte bunlardır kast edilen ve yasaklanan...
Bu durum obsedörlerin ve tesirlerinin en çok kullandığı yöntemdir ve rahatlık, varlığın kendince sorunsuz ve varlıksal özelliklerini en ideal şekilde kullanabildiği ve akabinde zamanının keyifli bir şekilde geçtiği anları kast eden bir kavramdır ve bizler her zaman böyle olmalıydık ama gelin görün ki rahatsız edicilik yaşam alanı sisteminin yapısı olarak doğaya, mevsimler gibi kavramlara, hastalıklar vs. şeklinde bir çok alana doğal bir durummuş gibi yayılmış durumda ve rahatlık anlarını yaşadığımız süreler bu gibi bir çok nedenden dolayı kısıtlı olmaktadır.
Ancak işte bu bilgileri edindikten sonra nelerin neden yapıldığını, dünya yaşam alanı sisteminin asıl amacı, içerisindeki olayların asıl maksadı, nelerin ne kadar gerçek oldukları gibi bilgileri edindikten sonra rahatsız edici konular üzerinden yapabildiğiniz kadar savunma mekanizmalarınızı oluşturabilirsiniz ve daha az rahatsız edici bir şekilde geçer yaşantınız...
Bizler geçirdiğimiz bütün zamanlarımızı elimizden geldiğince duruma ve ana göre en rahat şekilde geçirmekle ilgili olmalıyız ve ne kendimizi, nede başkalarını bilerek rahatsız etmek olumsuz eylemlerinden uzak durmalıyız. Zaten yeterince rahatsızlıkların bulunduğu bu dünya yaşam alanında birde bunu kasıtlı olarak yapmak, derde dert katmak anlamına gelir ve yine bu olumsuz eylemi yaşatan alanı daha çok etkileyen özellikleri ile olumsuzluk önce O'nda yaşatılır. Aslında düzensizlik O'nun kendi içindedir ve bu yüzden rahatsızlık meydana getirmek istemektedir, obsedör oluşumlar kaynaklı yaşam alanı sistemini etkileyecek şekilde düzensizlikler tesirlerin ve obsedör oluşumların kendi içindedir ve etkiyi ortaya çıkaranda onlardır...Ve ilgili alanlarda düzensizliklerin meydana gelmesi ile yaşanan olumsuzluk ve daha bir çok olumsuz nedenlerinden dolayı ve bu şekilde hazırlanmış tüm obsedör tesir ve bilgilere karşı olan anlamları ve yok edicilik özellikleri ile rahatsızlıklar, rahatsız edici olmak, bununla ilgili özel olarak çabada bulunmak, planlar yapmak, sebep olmak gibi rahatsızlığa kasıtlı ve isteyerek ve bilerek meydan veren bütün durumlar, kavramlar, hareketler, olaylar, bilgiler ve oluşumlar yasaktır, kesinlikle yaşatılamaz ve bu konuyu bilgi mekanizması niyetten anladığı gibi anlamıyla da gereken algıyı sağlayarak yasağın yaşatılmasını sağlar. Rahatsızlıklar, rahatsız edici olmalar oldukça yanlıştır, gereksizdir, düzensizlikltir ve sevginin yapısına ters olarak yasaklanmıştır.
Sevgi Yasakları: Korku Nedir?, Korkutmak Nedir?, Neden Korku Yaşarız?, Korkular Nasıl Giderilir?, Korkulara Sebep Olmak, Korkmak ve Korkutmanın Zararları, Korku ve Korkmanın Felsefi Tanımı
Sevgi Yasakları: Korku Nedir?, Korkutmak Nedir?, Neden Korku Yaşarız?, Korkular Nasıl Giderilir?, Korkulara Sebep Olmak, Korkmak ve Korkutmanın Zararları, Korku ve Korkmanın Felsefi Tanımı
Korku hakkında bir olayla ilgili bilgisizlik yüzünden yüksek ve olumsuz heyecanların yaşatılmasının davranışlara yansımasını sağlayan ve sebepleri neticesinde olumsuzluk içeren duygular ve düşünceler bütünüdür şeklinde genel bir tanım yapabiliriz. Bu durumda, diğer bütün olumsuz eylemler gibi obsedör kaynaklı bir kavramdır ve yaşamlarımıza empoze edilerek üzerimizdeki amaçlarını uygulamak konusunda onlara en çok yardımcı olacak kötü ve uydurulmuş, aslı olmayan bir durumdur. Korkutulmanın arkasında yatan gerçek, korku şeklinde sende alıştırdıkları panik, endişe, negatif heyecanlar ve kararsızlık gibi duygu ve düşünceleri bir anda yaşatarak iradeye baskın gelmek ve bu yolla sana istediği şeyi çok daha kolay yapabilmek şeklindedir. Seni korkutmak isteyenin mutlaka arkasında başka bir amacı vardır ve bu durum bir ön hazırlıktır ve demek ki bu ön hazırlığa ihtiyacı vardır ve sen buna izin vermediğin sürece korku eylemini sende yaşatamaz, etkisi varmış gibi bir yanılgı içine seni sokamaz. Dolayısı ile amacına ulaşamaz.
Korkunç diye tabir edilen bütün görüntülerden başlayalım ilk olarak... bu canavarımsı, vahşi, saldırgan görünümlü olanlardan ortaya çıkan izlenimler bir kere kesinlikle komiktir ve bunu görerek bir kere bu şekilde sadece görmek yoluyla size bulaşan korkulardan kurtulun... Bunun dışında daha önceki yazılarımızda da belirttiğimiz gibi canınızı, yaşamınızı, bedensel alanlarınızı, sağlınızı korumak için geri çekilmeleriniz, kendinizi güvene almak için tehlikeden uzaklaşmanız, korkmak yüzünden değil, aksine zekanızın bir göstergesi olarak sizi yönlendiren bir durumdur ve kesinlikle size zarar geleceğini bile bile, ( yani bu durum mesela bir annenin zor durumda olan çocuğunu kurtarması için kendisine zarar gelmesini önemsememesi gibi olayların dışındadır, bu gibi istisnai durumlarda ilgili alanlar durumun önemine göre davranırlar ve zaten böyle durumlarda gelecek olan zararı göremez hale gelir o alan, kişi, anne...) tehlikeye atılmamalısınız, bu aptalca bir davranış olarak kendinize zarar vermekten başka bir sonucu ortaya çıkarmaz, yani karşınızda vahşi ve saldırgan bir aslan varken siz insan gibi sınırlı yaşamsal özelliklerinizle onun karşısına çıkıp korkmuyorum ben demekle, korkusuzluğu değil, aptallığı yaşatmış olursunuz... Her kendinizi korumak için yaptığınız çabalarınızı ve davranışlarınızı korku olarak adlandırmak hatasından çıkınız. Varlıkların kendi yaşamsal özelliklerini korumak için tehlikeli olan alanlardan kaçmaları korkmaktan değil, aksine kendi değerini bilmekten kaynaklanmaktadır. Bu örnekte, aşktaki kıskançlığın yanlış tanımlanması gibi yaşatılan başka bir yanlışlıktır.
Bu sebeple, bu gibi olaylar yaşandığında uzaklaşın, bu kesinlikle korkmak değildir, kendini, varlıksal oluşumlarını düşünmek ve onların rahat bir şekilde var olması için özen göstermektir. Bu ayrımdan sonra size korkunç gibi gelen şeylerin neler olduğunu düşünün. Bu şeylerin hepsinin bu şekilde size korkunç görünmesinin nedeni onu yok edecek olan cesaret ve açıklama getiren bilgilere sahip olmamanızla ilgilidir. Korku, sadece obsedör oluşumların ve yok olma hali yaşayan bu yaratıkların kendi yaşam hallerinde yaşatılan ve bizimle kesinlikle alakası olmayan, yanılgı hayatı ile tanışmak zorunda olduğumuz, kaldığımız bir kavramdır korku...Bize yabancı ve bizim tanımlarımız içinde olmayan bir durumdur ve bu şekilde bir yapılanmanın parçası olan sen, bu gibi içi boş ve seviyesi oldukça geri olan o yaşam halinin olumsuz eylemlerini yok edecek ve bütün korkularını bitirecek bilgilere ulaşabilirsin. Korkular ve seni korkutmak isteyenler senin sahip olduğun gücün farkındadırlar ve senin bulunduğun yerden kendine güvenerek bu gücü bilmek şeklinde, korkmayarak ve bunu göstererek ve bağlı bulunduğun alanın bilgileriyle uyumlu bir şekilde yaşayabilmek haliyle, onlara gereken bütün tepkileri farkında olmadan bile vermiş olursun...
Şu zamana kadar yaşadığımız bütün sorunlar sevgiyi bilmeyen bir yaşam alanında olmamızla ve hakikati bilmemizle ilgiliydi ve yaratılış içindeki en kıymetli, güçlü olan şeyler bizler için sadece sevgi varlıkları olan bizleriz ve kendimizden başkalarını tanımayarak biz, bizimle ilgili olmayan her şeyi yok edebilmek kudretinde imkanlara sahip bir durumdayız ve işte korkularda bizimle ilgili olmadığı için, ne anlama geldiğini anlayarak, o korkuları yok edecek bilgileri edinip varlıksal alanlarınızdan kaldırabilir, korkuyu bitirebilirsiniz.İşte korkuya sebep olan şeylerin içini boşaltacak olan bilgiler edinildiği zaman, cesurca davranışlar, hayatlar ortaya çıkar. Her korkuyu yok edecek olan ve cesaret veren, aydınlatıcı bilgiler vardır ve kendilerinde korkuları yaşatan insanlar, varlıklar bu bilgilere ulaşarak sorunlarını çözebilirler, korkularını yenebilirler.
Yani korkular kesinlikle anlamsız bir durum olarak obsedörlerin amaçlarını uygulamak için uyguladıkları saçmalıklar bütünüdür ve bizler, tüm bize bilgi ile karşılık vererek bu korkuları anında yok etmek imkanını biliyoruz ve işte sizlerde bu konu ile ilgili samimi bir şekilde nelerden neden korkuyorum şeklinde bir liste yaparak gerçek nedenlerinizi bulun, eğer korkular yüzünden ise mutlaka saçma bir durum ortaya çıkacaktır ve anlamsızlığını göreceksinizdir, böyle düzenlenmemiş bile olsa o korku konusunu bilgiler ile felsefeler ile anlamsızlaştırabilmek gibi bir imkana sahipsiniz.Mesela seni korkutmak isteyen şeyler sana '' Senin çocuğunu kaçıracağız tehdidi ile başlayan bir şeyler söyleyip akabinde başka şeyler söylemiş olsun diyelim...'' İşte sen hemen bu durumda çocuğunu gerçekten çocuk kaçırmak gibi bir derdi olanın bunu sana söylemesinin saçma olduğunu bilmelisin ve demek ki amacı sende korkuyu yaşatarak başka bir şey yaptırmaktır ve sen yine de çocuğunu alabildiğin şekilde güvene alıp, korkunun sende yaşatacağı kaza ve olumsuzlukları yaşatmadan önlemler almalı, gerçek derdini anlayıp, çare bilgileri edinerek gereken şekilde kendini savunacak alan olarak ve bu şekilde bir tavırla davrandığın zaman, oda amacına ulaşamayacaktır, ama bunu söylediğinde korksaydın, '' yapma lütfen tamam ne istiyorsun'' gibi çaresiz bir cevap işte onun aradığı da bu olmaktadır..
Seni biri korkutmak istiyorsa, korkutmanın arkasında başka bir amacın olduğunu hemen hatırla ve o amaca karşı koymakla ilgili olarak mücadele et... Yoksa durduk yere birilerini korkutmak eylemini yapmak isteyenler, ya saka yapmak istemektedir ve buda yanlıştır yada saçma sapan bir durumun içinde yaptığı olumsuzluğunun farkında değildir, ama korkuların asıl amacı budur. Ve sen cesareti simgeleyen varlıksal bir oluşumun parçası olarak her an bütün erdemsel bilgilerle, duyularla, bu zamanda olabileceği kadar temas kurup, fayda sağlayabilirsin. Birde unutulmamalıdır ki, korkuları yaşayan gerçek alanlar korkutmakla ilgili olanlardır, korkuları olanların yaşatmaya çalıştığı olumsuz bir eylemdir korkular, korkutmalar ve cesaret onları en çok iten ve korkuları yok edici özellikleri ile varlıksal oluşumlarda yer edinen erdemsel özelliktir. Bu açıklamalar ile sevginin içeriğinde yer almayan korkular, korkutmak, korkmalar yanlıştır, gereksizdir, yasaklanmalıdır.
Sevgi Yasakları: Hırsızlık Nedir?, Çalmak Nedir?, Hırsızlık ve Çalmanın Zararları, Hırsızlık ve Çalmanın Felsefi Tanımı
Sevgi Yasakları: Hırsızlık Nedir?, Çalmak Nedir?, Hırsızlık ve Çalmanın Zararları, Hırsızlık ve Çalmanın Felsefi Tanımı
Hırsızlık, bir oluşumun hakkı olmayan bir şeyi izinsizce ve habersizce alması durumudur. Bu eşyalarda olabilir, bilgilerde olabilir, projelerde olabilir, önemli olan o şeyin hak sahibinin başkasının olması ve bir diğerinin onu izinsiz bir şekilde gizlice almasıdır ve bu uygulamanın yapılması şekliyle bir alanda hırsızlık söz konusu olabilir.
Hırsızlık, çalmak zaten oldukça bilinen olumsuz bir eylemdir. Başkasına ait olan, sorumluluğu başkasında olan birşeyi izinsizce almak, gizlice edinmek, alıp saklamak ve benzeri eylemler hırsızlığı, çalmak eylemini tanımlar ve bu gibi olumsuzluklar içeriğinde saygısızlığı barındırdığı gibi bir düzensizlikte yaratır toplumlarda... Her varlığın, varlıksal oluşumların kendilerine ait bir yaşam düzenleri, emekleri ile oluşturdukları bilgileri, çalışmaları, planları ve benzer şekilde kendi yaşamı ile ilgili olan kavramları ve eşyaları ve O'nunla ilgili olan ve sorumluluğu O'nda olan oluşumları vardır. Bu yaşamın mecburi bir getirisi olarak sonuçlanmış bir durumdur ve bu gibi bir düzende karışıklığın olmaması için hırsızlık şeklinde eylemler kesinlikle uygulanmamalıdır. Çalınan şeyin çalınan yer için ne derecede önemli olduğunu bilemezsin. Belki paradır ama ilaç alacak son parasıdır, belki bir yüzüktür ancak aşık olduğu kişiden aldığı bir hediye olarak manevi değeri çok büyüktür, belki bir kağıt parçası geldi çaldıklarının arasında ve içinde bir mühendisin yeni icadının bilgileri vardı ve bir çok düzensizlik, karışıklık bu olumsuz eylemin yaşatılması nedeniyle yaşanır olmaktadır.
Hırsızlık yapmak için bahaneler üretenlere şunu söylemek istiyorum, bir yerin iyiliği için başka bir yere kötülük yapmak, yaptığın şeydeki iyiliği algılamakla ilgili sorunun olduğunu gösterir, annen hasta ve ilaç almalısın, para yok, o yüzden çaldım diyebilmen muhtemel, ancak çaldığın yere kötülük yaptın, annene iyilik yaptın, O annen, diğeri neden o kadar önemsiz ki... Bunun içinde gizli bencillikler var ve annene, başkalarına zarar vererek yardım etmekle aslında iyi bir şeyde yapmazsın, mutlaka iyilikle halledilebilecek başka bir yolunu bulmalısın.. Çalmalar, hırsızlıklar oldukça büyük düzensizlikler yaratmaktadır ve iyiliğin ve kötülüğün ayırt edilmesi hakkındaki yazımızda bahsedildiği gibi kötülükler sonuç olarak düzensizliklerin ortaya çıkması şeklinde bir özelliğe sahiptir ve bir yanda düzensizlik meydana getirirken diğer yandan düzeni sağlamış olamazsınız... O kötülüğü, hırsızlığı yapmaman için mutlaka bir yol vardır, sonuna kadar aramalısın, yine de bu olumsuz eylemi uygulamamalısın...Kimse kimsenin hakkı olan şeyleri izinsiz bir şekilde almamalı, bunu yapmak hırsızlık şeklinde tanımlanır. Yada gizlice çalmamalı... Buda hırsızlıktır. Aynı zamanda saygısızlık ve karışıklığa neden olduğu içinde devamında bir çok olumsuz eylemin yaşatılmasıdır. Herkes nelerin kendisine ait olduğunu, nelerin olmadığını çok iyi bilir ve bu aitlik kavramının geçici olduğunu bilerek, bu aitliklerin bir amacının olduğunu unutmadan, gereken zaman gelene kadar elimizden geldiğince sevgiye uyumlu davranarak bu süreci daha mutlu ve huzurlu geçirebiliriz.
Bu yasak bilgisi de engelleyici ve yasaklayıcı şekilde sevgi içindeki yeri ile gereken şekilde uygulanır ve hırsızlık, çalmak gibi eylemlerin zararını, gereksizliğini açıklar.
Sevgiler.
Sevgi Yasakları: Dedikodu Nedir?, Arkadan Konuşup Yüzüne Karşı Konuşamamak Ne Demektir?, İftira Nedir?, Dedikodu ve İftiranın Zararları, Dedikodu ve İftiranın Felsefi Tanımı
Sevgi Yasakları: Dedikodu Nedir?, Arkadan Konuşup Yüzüne Karşı Konuşamamak Ne Demektir?, İftira Nedir?, Dedikodu ve İftiranın Zararları, Dedikodu ve İftiranın Felsefi Tanımı
Dedikodu, bir varlığın başka bir varlık yada alan hakkında gerçek yada izni olmayan konularla ilgili konuşması ve bunu yaşatması durumudur. İftira ise hiç suçu olmadığı halde suçu başkasının üzerine atma eylemidir ve ikisi de kesinlikle yasaklanması gereken özelliklerdedir.
Dedikodu, içeriğinde yalanların bulunmasının normal olduğu bir kavram olma hali gibi birde, konunun muhattabı duysa bu konuyu, konuştuklarından rahatsız olacağı şekilde bir durumu yaşatan olumsuz eylemdir. Yani beni mesela diyelim, bir yerlerde benim için özel olan konuların kişiler arasında sanki kendi özel konuları gibi rahatça konuşmaları rahatsız edebilir, çünkü yaşamda bazı olaylar, durumlar, özellikler varlıkların kendilerine özel olacak şekilde yapılanmışlardır ve bu durumun başkalarının sohbet konusu olması hem gereksizdir, hemde konunun muhattabını rahatsız edebilir, nitekim özel olması o konuyu kendisinin sadece bilmesi, yaşaması, konuşması, görmesi gibi bir çok özelliği bulundurur kendisinde ve özel olmasının ayrıcalıklarıdır bunlar ve bu gibi özel durumlar yaşamı aslında renklendiren, varlıkların kendilerine ait şeylerin olması ve bunu kendileri dilediği gibi yaşaması özgürlükleri bakımından oldukça olumlu varlıksal özelliklerdir.
Ve bu gibi şeylerin özellikle konuşulması, rahatsız ediciliği biline biline dillendirilmesi, deşifre edilmesi, dedikoduyu tanımlar ve bu durum aynı zamanda içeriğinde saygısızlığı da getirir ve dedikodu içinde bulunanlar aynı şeyleri kendisi için konuşsalar ne düşünürdü şeklinde empati yaparak buna son vermenin doğru olduğunu görebilirler. Bu durum aslında hakkında dedikodu yapılandan ziyade dedikoduyu yapanları olumsuz etkileyen bir durumdur. Kendisi hakkında dedikodu yapılana bir şey olmaz, rahatsız olmasının dışında belirli bir süre ama yapanlar olumsuz bir eylemi yaşatıyor olmalarından dolayı, zihinsel alanlarında bu olumsuzluğa yer vermelerinden dolayı ve akabinde diğer olumsuz eylemleri de çağrıştırıcı içeriği ile kendilerine zarar verirler ve bu gibi sebepler yüzünden dedikodu, başkalarının arkasından konuşmak gibi olumsuz eylemler kesinlikle yasaktır.Mümkün olduğunca yapmamaya özen göstermelisiniz, böyle bir olumsuzluğun normal birşeymiş gibi de algılandığı zamanları hatırlıyorum, aslında kötü bilgilerin, obsedör oluşumların bir tuzağı olarak sinsice varlıksal oluşumların yaşamlarına sokulmuştur. Başkası hakkında konuşmaya başladığınızda söylediklerinizin doğrumu olduğu ve bunları o duyarsa rahatsız olur mu gibi sorularla içinde bulunduğunuz iletişimin dedidoku mu yoksa değil mi, bu şekilde anlayabilirsiniz...
Birde iftira denilen bir eylem vardır ki, bu eylemin içinde bir çok olumsuz eylemde bulunmaktadır. Yalan, belki kin, belki ihanet yada olabilirliği söz konusu olan başka olumsuz eylemler iftiraya sebep olarak yapılanırlar ve başkası hakkında hiç bir şekilde gerçek olmayan, ve O'nun hiç bir suçunun olmadığı bir konu, olay üzerinden yalanlar söyleyerek O'nu suçlu durumuna düşürmek, toplumu, yada ilgili alanları O kişi yada alanla ilgili kandırmak, aldatmak ve bu vesile ile kendisini tatmin etmek yada emeline ulaşmak amacını uygulaması için yapılan, oldukça olumsuz ve çirkin bir eylemdir.İftira atılan kişinin, alanın masum olması ve üzerinde böyle bir olumsuzluğun yaşatılması, sevgiyle ilgili bir yaşamı benimseyen bizlerin bulunduğu toplumsal alanda elbet masumu destekleyecek oluşumları meydana getirecektir ve iftira atan olmaktansa, iftiraya maruz kalmak daha iyidir ve maruz kalanın kendisinde bulunan bir erdem şeklindeki masumiyeti onu koruyacaktır.
Tamamen obsedör oluşumların ve tesirlerin bir yapılanması olan iftira, toplumları, iyilikleri, birlik ve beraberliği bozmak, yıkmak için üretilmiş oldukça olumsuz bir eylemdir ve tamamen yasaklanmıştır. Şu hiç bir zaman unutulmamalı ki, olumsuz eylemleri uygulayanlar kesinlikle uyguladıkları alana verdikleri zararın kendilerine verdiklerinden fazla olduğunu düşünmemelidirler. Bu eylemleri kendilerinde yaşatanların durumu diğerlerinden daha vahimdir ( obsedörlerin nasıl yaratıklar olduğunu ve yok olmaya mahkum olduklarını bu örnekle de anlayabilirsiniz, nitekim bütün olumsuz eylemleri onlar kendilerinde yaşatmaktadırlar ve yok olma nedenleri de işte budur... Yaşamda gördüğünü bütün kötülüklerin kaynakları obsedörlerdir, obsedörler diğer adıyla gerçek şeytanlardır... ) ve kesinlikle varlıksal alanlarımızda yasaklanmış bir eylem olarak iftira, diğer yandan dedikodu ve başkasının arkasından konuşmak gibi olumsuz eylemler, bu yasak bilgisi ile yasaklanmış şekilde sevgi içindeki yerini almıştır. Sevgiler
24 Haziran 2022 Cuma
Sevgi Yasakları: Distopik Nedir?, Distopiklik Nedir?, Distopikliğin Zararları, Distopikliğin Felsefi Tanımı
Sevgi Yasakları: Distopik Nedir?, Distopiklik Nedir?, Distopikliğin Zararları, Distopikliğin Felsefi Tanımı
Distopya, bir toplumun baskı kullanılarak yönetilmesidir ve bu yönetim şekli yönetenin istediği şekildedir. Bu gibi yönetimlerin olduğu alanlara verilen isimdir Distopya ve Distopiklik bu şekilde yönetilme durumudur. Baskılar, zorlamalar, istenmeyen yaptırımların uygulatılması şeklidir. Bir toplumda eğer bir şeyler istenmiyorsa bunların nedeni araştırılır ve gereken açıklamalar yapılır, neden istenmeli, neden istenmemeli, yararı zararı şeklinde raporlar açıklanır, sunulur, gösterilir ve toplum aydınlatılır. Ancak distopya da böyle bir durum söz konusu olmadan yönetim istediğini yapar ve bunu baskılar uygulayarak, açıklamalar olmadan yapar. Bu şekilde bir uygulama kesinlikle bütün zihinlerin kendilerinde yasaklamaları gerekmektedir.
Distopya, distopiklik yöneticilerin, yönetimin, idare mekanizmalarının bulunduğu toplumlarda, yaşam alanlarında bu yönetim şeklinin baskıcı ve zoraki, toplumu ve yönetilen alanları düşünmeden ve umursamadan kendi istekleri neticesinde yönetime yön verme, yönlendirme ve bu şekilde yönetimin içinde bir çok olumsuz eylemleri yaşatma halidir. Distopik filmler bu olumsuz eylemin ne anlattığını çok iyi bir şekilde açıklar özelliklerdedir. Yönetim tamamen kendi çıkarlarını düşünen ve yönettiği alanın, kişilerin, yani insanların sahibi olması gibi bir yanlışın içindedir distopyalarda ve o alanlarda, toplumlarda, ilgili yerlerde huzurdan, mutluluktan, eşitlik ve diğer sevgiye dair erdemlerden bahsetmek çok zor şartlarda söz konusu olur ve yaşadığımız toplumun, yaşam alanı sisteminin bu gibi bir idare sistemi ile yönetilmemesi için her zaman tetikte olmalıyız.
Nitekim politika ve siyaset yazımızda da belirttiğim gibi siyasileri ve yönetimle ilgilenen varlıkları obsedör oluşumlar özellikle rahatsız etmektedirler, onlara daha çok etkilerde bulunmaktadırlar ve istekleri de distopik bir toplum, arınma gecesi filmlerindeki örneklerin yaşandığı bir toplum, yada aklımıza gelmeyecek bir çok çirkinliğin yaşandığı toplumdur ve bunun için öncelikle demokrasi ile yönetilen, cumhuriyeti benimsemiş toplumların bu siyasi ve politik düzenini bozmak zorundadırlar. İşte distopiklik, bu kurulu ve düzenli yönetim şeklini bozucu, yıkıcı ve toplumları tamamen kötü yönetmekle ilgili olan özellikleri ile son derece zararlı, gereksiz ve yasaklanması gereken olumsuz bir eylemdir, eylemler bütünlüğüdür.Sevgi Yasakları: Düşmanlık Nedir?, Düşmanlığın Zararları Nelerdir?, Düşmanlığın Felsefi Tanımı
Sevgi Yasakları: Düşmanlık Nedir?, Düşmanlığın Zararları Nelerdir?, Düşmanlığın Felsefi Tanımı
Düşmanlık, bir alana karşı yapılan bozgunculuk, düzen bozuculuk, kargaşa ve olumsuz eylemleri o alanda yaşatmaya çalışmakla ilgili bir kavramdır ve düşman olunduğu zaman tamamen bütün bağların koparılmış olması gerekmektedir ve çeşitli araçlarla ve bilgilerle birbirlerine zarar vermeye başlanır. Bu gibi davranışlar ve uygulamalar yine kesinlikle yasaklanmalıdır.
Düşmanlık, karşılıklı bu eylemi yaşatan alanların birbirlerini etkisiz hale getirmeye çalışma mücadelesiyle geçen yıkıcı, bozucu, olumsuz, zarar verici ve akabinde savaş gibi başka olumsuz eylemleri de beraberinde getirebilmek gibi özellikleri olan, oldukça gereksiz ve negatif etkileri olan bir eylemdir.
Bu yaşam alanı sisteminde bizim birbirimizden başka kimsemiz yoktur ve biz, yaşam alanı ve içerisindeki oluşumlar olarak bir bütünüz, bizim birbirimize her ne konuda olursa olsun düşmanlıklar beslememiz söz konusu olmamalı, nitekim yaşam alanını ülkelere bölenler, aramızda sınırları tasarlayanlar obsedör bilgilerdir ve insanlığı bu şekilde ayrı dillere, mekanlara bölmüşlerdir ve akabinde savaşmaya sebepler yaratmışlardır. Bizler sadece ve sadece bizim dışımızda bulunan alanlarda yaşayan obsedör varlıklara ve onlar gibi bizimle ilgili olmayan tüm yaşam formlarına bu şekilde düşmanca bir tavır sergileyebiliriz ve oda onların bizimle ilgili olması sonrasında olabilecek bir durumdur. Bizler birbirimiz arasında düşmanlığı kesinlikle yaşatmamalıyız. Bu özellikleri ile tüm insanlık içerisinde, insanların birbirleri arasında düşmanlıklar kesinlikle gereksiz, zararlı ve yasaklanmalıdır.Sevgi Yasakları: Bağımlılık Nedir? Nasıl Bağımlı Olunur?, Bağımlılığın Nedenleri Nelerdir?, Bağımlılığın Zararları, Bağımlılığın Felsefi Tanımı
Sevgi Yasakları: Bağımlılık Nedir? Nasıl Bağımlı Olunur?, Bağımlılığın Nedenleri Nelerdir?, Bağımlılığın Zararları, Bağımlılığın Felsefi Tanımı
Bağımlılık, bir konuya, olaya, duruma iradenin bastırılmış hali ile bağlı olma durumudur. Bu bağımlılık konusu varlığı esir almış şekilde onsuz yapamayacağı gibi yanlış bir inanca O'nu yöneltmiştir ve bu özellikleri ile bağımlı olarak bazı şeyleri uygulamak, kullanmak yasaklanmalıdır. Burada bahsedilen bağımlılıklar sigara gibi bağımlılıklar değildir, bunlar iradeyi bastırmış şekilde bağımlılıklar olmaktan uzaktır. Varlığı kontrollü yaşamaktan çıkaran türden bağımlılıklardır. Sigaranın varlığın kendi sağlığına zararı olabilir, bu da sebep sonuçları ile anlayabileceği bir konu olarak kendisini ilgilendirir. Bahsedilen bağımlılık örneği iradesi ile kontrol edemeyeceği şekilde yaşananlardır.
Sağlığı için zararlı olanlar olarak bilinenler aslında herkes için aynı şekilde sonuçları doğurmayabilir ve sağlık konusu da zaten kişiden kişiye göre değişmektedir. Ve bu durum iradeyi ele almakla ilgili olduğunda bağımlılık olur, bağımlılıkların asıl amacı iradeyi kontrol etmek istemesidir, nitekim obsedör alanlar bu olumsuz eylemi bu sebeple üretmişler ve kullanmaktadırlar. Yoksa kendi başına seni yöneten bir eşya, konu olamaz ve bu konunun arkasında da bir bilincin bulunması mecburiyeti iradenin kullanılmasının ancak bu şekilde olmasıyla ilgili olur, yoksa sigaraya bağımlı olan seni, sigara kendisini içmek dışında seni bir şeye yönlendiremez ve bu bağımlılık hali çok basit ve anlamsızdır, ha sizi bunları kullanmaya alıştırarak sonrasında size bunları vermeyeceğini söyleyerek iradenizi kontrol etmek isteyeceklerse ve bu açıdan bağımlılıkların esiri olunmuş ise, burada da asıl merkez konumuz sizi kullanmak isteyen olmalı ve bu bağımlılık durumu da sizin kullandığınız şeyin yapısı ile ilgili değil, onu sizde bu şekilde yaşatanla ilgilidir, sandığınız bağımlılık konusunun bir araç olduğunu anlamanızdır. O kişi olmasaydı o şeye öyle bağlı olmazdınız...Dolayısı ile gerçek bağımlılıkların arkasında bununla ilgili amacı olan alanlar olur yoksa bağımlılık diye bir kavramda yoktur, varlıksal alanlarımıza ne yazarsak o olur, bizi bağımlı yapanlar bağımlılığı tanımlayıp böyle davranmamızı sağlayanlardır, varlıksal alanlarımıza bunu yazanlardır, tesirlerdir... İşte buradayken tüm bunların farkında olarak onları yok etme imkanı buluyoruz...
Varlık bu gibi etkiler ve yanlış bilgilerin sonucuyla o şey ile kendisini ancak yaşayabilir bir durumda saymaya başlamıştır ve aslında kimseye ihtiyacı olmayan varlığın kendi iradesinin artık o bağımlı olduğu şeye ihtiyacı vardır, onu buna inandırmışlardır ve bu inanç işte bağımlılıktır. Burada asıl bahsetmek istediğim zihinsel ve fikirsel, yaşamınızı yönlendiren felsefelere olan bağımlılıklardır.Bedensel olarak görülen bütün bağımlılıkların çaresi, eğer çok zorlananlar varsa, bir ay kilitli bir odada kalmak bu işi çözer ancak felsefesi ile tanımlanarak varlığa açıklanmamış, nedenleri bilinmeyen inançların bağımlılığından o varlıkları kurtarmanın yolu ancak bunların edinilmesi, bildirilebilmesi ile sağlanır ve bedensel bağımlılıklar bunların yanında anlamsızdır bile...
Sizler bu türlü bağımlılıklardan korunmak için bağımlı olmak durumunu anlayarak nedenlerinizi sorgulamaktan hiç bir zaman vazgeçmemelisiniz... Bağımlı olma durumlarının bir nedenide olsa, bu nedenler o anlar o zamanlar sizin için mantıklıda olsa, bu nedenler üzerine bağımlı olduğunuz alanlar zamanı gelince size ters düşünce hemen bırakabilmeyi de bilmelisiniz, zararı yokken anlaşılmayan bir durum size zarar vermeye başladığında kendisinden vazgeçemediğinizde bağımlılık halinde olduğunu ortaya çıkarır ve işte o zaman bağımlı mı yoksa hakikat ile mi ilgili olduğunuzu anlayabilirsiniz...Bu gibi örneklerle bağımlılık denilen kavram sizde kontrolsüz, duygusal ve düşünsel olumsuzlukla ilgili olmamalı ve bununla ilgili yasaklar şeklinde kendinizi şartlandırıp, sadece kendi kararlarınızın sizi en iyi yöneten şey olduğunu öğrenmelisiniz.
Ve bağımlılıklarınızı kendinizi sevgi bilgilerinize göre filtre ederek anlayabilirsiniz... Sizin iradenizin dışında, size aslında istemediğiniz şeyleri yaptıran etkilerin olduğunu fark ettiğinizde ve bazı araçlar ve nedenlerinizde varsa, bunun yüzünden diyebileceğiniz, bu konuda daha açık bir şekilde kendini belli eder..
Sevginin varlığı ve onun içeriğindeki güzellikler, sevginin ne kadar yaşanılası bir erdem olduğunu açıklamaktadır ve hepimiz kendimizi bu erdeme göre incelersek, ve uyumlamaya çalışırsak, inançlarımız bile düzenli ve sınırlandırılmış şekilde bize özelken bağımlılıklar sadece örnekleri ile artık karşımızda olur...Ve bu gibi zarar veren bağımlılıkları fark eden varlıklar, iradesini ele almaya çalışan bütün bağımlılık konularını saptayarak kendi alanlarında, zihinlerinde yasaklamalıdırlar...Sevgi Yasakları: Aptallık Nedir?, Gerizekalılık Nedir?, Aptallığın Zararları, Gerizekalılığın Zararları, Aptallık ve Gerizekalılık Sağlayıcı Her şeyin Tanımı, Aptallık ve Gerizekalılık Üzerine Felsefi Tanım
Sevgi Yasakları: Aptallık Nedir?, Gerizekalılık Nedir?, Aptallığın Zararları, Gerizekalılığın Zararları, Aptallık ve Gerizekalılık Sağlayıcı Her şeyin Tanımı, Aptallık ve Gerizekalılık Üzerine Felsefi Tanım
Aptallık, varlıkların kendi zihinsel ve varlıksal özelliklerini olması gerektiği gibi kullanamaması durumundan ortaya çıkan ve gerilikle bağlantılı olan ve yeteneklerini, tecrübelerini, bilgilerini algılayamama, çevresinde olanları anlayamama durumu şeklinde varlıkta ortaya çıkan, akıl ve mantık gibi erdemleri kullanamamasına sebep olan olumsuz bir eylemdir.
Normalde zaten zamanın ve bir çok erdemin etkisi ile, toplum olarak iyilikle ilgili olmamız, gelişmek gibi bir iyiliğin içinde olmamıza bağlanan sonuçlarıyla bizlerde yaşanmaktadır ancak bu gibi olumsuz şeyleri varlıklarında yaşatanlar için bu gelişim fayda sağlamaz hale gelmektedir. Ve bu gibi aptallık içinde, zekada gerilik içinde olmayı tabii ki kimse istemez ancak obsedör oluşumların en büyük oyunların biridir bunlar...
Özellikle aptallaştırıcı etkilerde bulunarak varlıklara bildiklerini unuttumak konusunda, akıl ve mantığını kullanarak hareket etmemesi konusunda bir çok etkilerde bulunurlar. Bunları bazen felsefelerle, bazen içi boş fayda adı altındaki fikirlerle yada bambaşka etki yolları ile düşünmene engel olabilen ilaçlar olabilir yada gıda maddeleri ile de yapabilirler, çerçeveyiçok genişletebilirsiz ve siz, eğlendiğinizi sanarken aslında o eğlendiren şeyin arkasındaki neden unutturmak, aptallaştırmak, farkındalığını körleştirmek, felsefi düşünmene engel olmak gibi bir çok sebep olabilir.
Bu nedenle varlıklar, çevrelerinde bu gibi tehlikelerin söz konusu olduğunu bilerek, aptalca hareketler ve düşünceler ve davranışlar içine girdiğinde kendisini fark etmeli ve nedenleri ile yaptığını çözümlemelidir. Aptallaştıma tesiri diye kullandıkları özel bir tesir var ve bu tesir etkide olduğu sürece zihinsel özelliklerinizi daha az zeka, felsefe ve doğruluklar üzerine kullanma haline giriyorsunuz. Ancak bunun farkında olan zihinler için bu tesirin etkisi söz konusu olmayacaktır ve kendi zihinsel alanında bu aptallaşmayı, gerizekalı bir hale gelinmeyi yasakladığı için zihne etki etmeye çalışan tesirler, bu yasaktan geçemez hale gelir, hemde varlık kendisini ve zekasını ve bilgisini daima farkder bir şekilde yaşar. Böyle olmamak için mücadele edilmelidir.
Ve aynı zamanda hiç kimseyi bu gibi durumlara düşürmemek gereklidir. Kimi yöntemlerle varlıklar bu gibi zihinsel sorunlar yaşayabilmektedir ve varlıkların akli ve zekai durumları ile kesinlikle oynanmamalıdır, tamamen bu gibi eylemler yasaklanmalıdır. Hiç kimse aptal, gerizekalı yerine konulmamalıdır, herkesin kendince bilgi ve tecrübe seviyesi ve zorunlu cahillik diye bir kavram vardır ve özellikle kimse bu hallere sokulmamalıdır. Çünkü bu durum alenen yapılan bir kötülüktür ve bu kötülüğü yapanda aynı oranda kendisine zarar vermektedir. Sanmasın ki yapılanla ilgili olur tek sonuç...Aptallığa neden olan bütün olaylardan uzak kalarak ve kimseyi aptallaştırıcı etkilere sebep olacak şeyleri de yapmayarak ve aynı zamanda obsedör tesirlerin bu gibi etkilerinin olacağını ve özellikle düşünsel alanların bile oluşabileceğini de bilerek, zihinsel alanlarınızı bu yasak sayesinde bu konuda geçilmez yapıp kendinizi, aklınızı, zekanızı koruyabilirsiniz.
Aptallaşmak, yani, normalde siz orada ne yapılması gerektiğini biliyorsunuz, ancak o anda orada ne yapılması gerektiğini bilemediniz ve yapamadınız, normalde bu sizin için çok kolay bir durumdu... İşte bu hal, aptallık içinde bir duruma düştüğünüzü simgeler ve nedenin ne olduğu da araştırılınca çıkar ancak çok fazlası hep obsedör oluşumlar kaynaklıdır, özel bir sorununuz yüzünden bunu yaşamadı iseniz... Ve bu olayın çok uzun zaman boyunca sürekli yaşanması zihinde ciddi eksikliklere neden olur ve aptallığı artık benimseyen zihin, bildiklerini unutarak çalışır hale gelir, bu tesirler bu durumu da alışkanlık haline getirmekle ilgilide çalışırlar.
Bu sebeple kendinizi bu konuda incelemeli ve gereken şekilde yasağın bilincinde olarak yaşamalısınız. Tüm yasakların bilincinde yani farkında olan varlıklar, bu bilinçle kendilerini korurlar.